| Bu nedenle büyük bir hayal kırılığı yaşadım çünkü gördüğüm kadarıyla, ofis ortamındaki müstakbel çalışanlarımızdan onunla aynı fikirde olanları susturmak için arkadaşlarımın ve benim yapabileceğimiz bir şey yoktu. | TED | لقد كنت محبطًا تمامًا، لم يكن بوسعنا فعل أي شيء لنسكت أي أحد أيّد قراره في بيئة المكتب لعمالنا في المستقبل. |
| Ne demek istediğimi biliyorsun. O gitti, yapabileceğimiz bir şey yoktu. | Open Subtitles | أتفهم ما أقول، لقد رحل ولم يكن بوسعنا فعل أي شيء حيال ذلك |
| Düsünsene. Nereye gidersek gidelim istedigimizi yapabiliriz. | Open Subtitles | فكر في الأمر، بوسعنا فعل ما نريد في أي مكان نذهب |
| - Lütfen kendi kendine olayı yargılama. - Bunu yapabiliriz. | Open Subtitles | ـ لا تدعي أموركِ الشخصية تؤثر على قراركِ ـ بوسعنا فعل هذا |
| Belki kendimiz başarabiliriz. | Open Subtitles | ربما بوسعنا فعل هذا بمفردنا |
| Onu altı haftadan önce bir daha yapabileceğimizi sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن بوسعنا فعل ذلك مجدداً لمدة 6 أسابيع. |
| Ne demek istediğimi biliyorsun. O gitti, yapabileceğimiz bir şey yoktu. | Open Subtitles | أتفهم ما أقول، لقد رحل ولم يكن بوسعنا فعل أي شيء حيال ذلك |
| - En kötüsü de yapabileceğimiz hiçbir şeyin olmaması. | Open Subtitles | وأسوء شيء هو أن ليس بوسعنا فعل شيء تجاهه |
| Evet, ellerimiz bağlıydı. yapabileceğimiz bir şey yoktu. | Open Subtitles | يدانا كانتا مقيّدتان لم يكن بوسعنا فعل شئ |
| Bana kocasının senatodaki yerine geçmek için kocasını öldüren bir kadından bahsediyorsun ve bu konuda yapabileceğimiz bir şey olmadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تخبرينني أنّ هنالك امرأةٌ قتلتزوجهالتحصلعلى مقعدٍ.. فيمجلسالشيوخالأمريكيّ، و ليس بوسعنا فعل شيءٍ حيال الأمر ؟ |
| Caddeye ayak basar basmaz kayıplara karıştı. yapabileceğimiz bir şey yoktu. | Open Subtitles | حالما حطت قدمه في الشارع أصبح صعب المنال لم يكن بوسعنا فعل أي شيء |
| Bu konuda yapabileceğimiz bir şey yokmuş. Hiçbir sicil kaydı onları koruyamazdı. | Open Subtitles | ما كان بوسعنا فعل شيء، لا سجل كان سيساعدنا لحمايتهن. |
| Düşünsene. Nereye gidersek gidelim istediğimizi yapabiliriz. | Open Subtitles | فكر في الأمر، بوسعنا فعل ما نريد في أي مكان نذهب |
| Şimdi, bunu yapabiliriz bana sorarsanız yapmalıyız da çünkü yaşadığımız hayat değil. | Open Subtitles | الآن بوسعنا فعل ذلكِ و رأيي بأنه علينا فعل ذلكِ لأنه هذه ليست حياةِ |
| Bu konuda bir şeyler yapabiliriz. | Open Subtitles | حسناً، بوسعنا فعل شيءٍ بهذا الشأن. |
| Hâlâ yapabiliriz bence. | Open Subtitles | اراهن انه ما زال بوسعنا فعل ذلك |
| Üç saat gitmek için lazim. Yine de bunu yapabiliriz. | Open Subtitles | ثلاث ساعات لنصل، لازال بوسعنا فعل ذلك. |
| Bir tane daha yapabiliriz. | Open Subtitles | أعني، بوسعنا فعل واحدة أخرى من هذه. |
| Tamam merak etme Brennan. Bunu başarabiliriz. | Open Subtitles | حسنٌ، لا تقلق يا (برينان)، بوسعنا فعل ذلك. |
| başarabiliriz. | Open Subtitles | بوسعنا فعل هذا. |
| Onu altı haftadan önce bir daha yapabileceğimizi sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن بوسعنا فعل ذلك مجدداً لمدة 6 أسابيع. |
| Her ikisini de yapabileceğimizi gösteren bir yasa. | Open Subtitles | تبين لنا أن بوسعنا فعل هذا وذاك. |
| Sence yapabilir miyiz? | Open Subtitles | هل تظن أنه بوسعنا فعل ذلك؟ |