| Bogota şehrini uçurumun kıyısına sürükledi ve Kolombiya hükümetine ihtar çekti. | Open Subtitles | وضع مدينة بوغوتا على حافة الخطر وحكومة كولومبيا في حالة تأهب |
| Saf Bogota malı! Burası uyuşturucu çemberi! | Open Subtitles | سبائك بوغوتا نقية.هذه دائره لتصنيع المخدرات |
| Bogota köprüsünün denetimi herkimdeyse Bogota köprüsünü kontrol eden kıtayı kontrol eder general | Open Subtitles | من يسيطر على الجسر، يسيطر على بوغوتا من يسيطر على بوغوتا، يسيطر على القارة، جنرال |
| Senin Bogotá'daki bir kitapçıya düzenlediğin bombalı bir saldırıda kız kardeşi öldü. | Open Subtitles | شقيقته ماتت في محل لبيع الكتب في بوغوتا في التفجير الذي دبرتموه |
| Bogota'nın fakir çiftçileri. Kötü insanlar değiller. | Open Subtitles | كما تعرفين ، هؤلاء المزارعين الريفيين الفقراء في مدينة بوغوتا |
| Başlangıç olarak Bogota'ya özel bir uçak istiyorum. | Open Subtitles | كبداية أريد طائرة خاصة إلى بوغوتا ذلك مستحيل |
| Yarın evrak işlerini başlatmak için Bogota'ya gideceğim o yüzden bavul hazırlamam gerek. | Open Subtitles | وانا ذاهب الى بوغوتا غدا لبدء العمل الورقي حتى لقد حصلت على الذهاب وحزمة. |
| Bogota'da güvendesiniz. Kahrolası konsolosluğun yanındasınız. | Open Subtitles | أنت آمنة في بوغوتا أنت بجوار السفارة مباشرة |
| Ben cenazeye kadar cesetle Bogota'ya dönerim. | Open Subtitles | سأعود من الجثة إلى بوغوتا حتى موعد الجنازة |
| Üsse gelip yeri bildirin. Bogota'dan onay isteyelim. | Open Subtitles | عودا إلى القاعدة وحددا الموقع يمكننا طلب التصريح من بوغوتا |
| Bogota çok güzel. Düşündüğümden daha çok Amerika şehirlerine benziyor. | Open Subtitles | نعم بوغوتا جميلة ، إنها أشبه بمدينة امريكية أكثر مما كنت أعتقد |
| Bildiğimiz şey Escobar'ın ailesi için Bogota'dan ayrılan sekiz farklı uçuşta yer ayırttığı. | Open Subtitles | ما نعرفه هو أن إسكوبار قد اشترى تذاكر لعائلته على ثماني رحلات خارجة من بوغوتا |
| Pasaportunu kapıp Bogota Havaalanına gitmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تأخذ جواز السفر وتذهب إلى مطار بوغوتا الدولي |
| Bogota merkezindeki bir alışveriş merkezine 100 kilo patlayıcıyı yerleştirmekle çok ileri gitmişti. | Open Subtitles | خارج مركز تسوق في وسط بوغوتا قبل أسبوع من بداية الدراسة فلا يمكن لأحد إنكار أنه قد اجتاز كل الخطوط |
| Bogota polisi Blackie'yi enselemiş. Belki bizimle anlaşır. | Open Subtitles | شرطة بوغوتا اعتقلت بلاكي قد يعقد معنا صفقة |
| Kolombiya'da Bogota belediye başkanı Enrique Peñalosa çocukların bir tür gösterge olduğunu bildirdi. | TED | لاحظ (إنريكي بينالوسا)، عمدة مدينة بوغوتا في كولمبيا أن الأطفال يلعبون دور المؤشر. |
| Bogota'nın dönüşümünü ele alalım. | TED | انظروا إلى التحولات في بوغوتا. |
| Fakat Bogotá'da Amerikan yapımı bir araçla dolaşmak bizi halka karşı kötü bir konuma sokar. | Open Subtitles | سنقودها في شوارع بوغوتا مع دبابة من صنع أمريكا والتي ستجعل الناخبين يكرهوننا تمامًا |
| Böylece geçici olarak Bogotá'ya gelmeyi kabul eder ve biz de Katedral'deki güvenliği arttırırız. | Open Subtitles | وبذلك سوف يتيحُ لنا فرصة نقله إلى بوغوتا حتى يمكننا تحسين مستوى الأمن في الكاتدرائية |
| Oraya gidip Bogotá'ya transferini yasal bir şeymiş gibi göstermeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تذهب إلى هناك وتجعل نقله إلى بوغوتا قانونيًا |
| Ben Bogata'ya girmeye çalışırken¡, | Open Subtitles | بينما كنت أحاول الوصول إلى بوغوتا |