| Burada bir şeyler dönüyor, Çavuş. Emily Arundel'in ölümüyle alakalı. | Open Subtitles | هناك شئ يحدث هنا يا جنرال , متعلق بوفاة ايميلى |
| Biz Lord Edgware'in ölümüyle ilgili koşulları araştırıyoruz. | Open Subtitles | نحن نحقق فى الظروف المحيطة بوفاة اللورد ادجوار |
| Mösyö Rupert Bleibner, amcasının ölümünü duymadan önce intihar etmişti. | Open Subtitles | سيد ً روبرت بلايبنـر ً انتحـر قبل معرفـتة بوفاة عمـه |
| nasıl gelinime söyleyeyim, kocasının öldüğünü, bebeğinin babasız kaldığını. | Open Subtitles | كنتي سوف تعرف بوفاة زوجها وأصبح طفلها يتيم |
| Onunla konuştuğumda, hala April'ın ölümü yüzden dağılmış olduğunu söyledi. | Open Subtitles | , عندما تحدثت اليه . كان مازال متاثر بوفاة ابريل |
| Bunun annemin ölümüyle ilgisi yok, biliyorsun. | Open Subtitles | هذا الأمر ليس له شأن بوفاة أمي وأنت تعلمين ذلك |
| Aileler arasındaki düşmanlık ancak gelinin veya gelinin babasının ölümüyle son bulur. | Open Subtitles | سوف ينتهى عداء العائلة إما بوفاة الأب أو زوجة الإبن |
| Açıkçası, babamın ölümüyle her şey biraz değişti. | Open Subtitles | من الواضح أنه بوفاة والدي فقد تغيرت الأمور بعض الشيء. |
| Sanırım Charlie'nin babasının ölümüyle ilgili bir şey yüzünden. | Open Subtitles | شئ ما يتعلق بوفاة والد تشارلى على ما اعتقد |
| O hâlde bir dansçımızın korkunç ölümüyle ilgisi yok. | Open Subtitles | إذن، لم يكن للأمر علاقة بوفاة إحدى راقصاتنا المأساويّة؟ |
| Babanın ölümünü resmen beyan etmek için imzalamak zorunda olduğum belge. | Open Subtitles | إنها ورقة يجب علي توقيعها لكي اصرح قانونيا.. بوفاة والدكِ |
| Savaranoff'un ölümünü şüpheli mi görüyor? | Open Subtitles | لديه شكوك فيما يتعلق بوفاة ايفان سافارانوف ؟ |
| Jim ve Madoka, Brian'ın ölümünü duyunca çok üzüldü. | Open Subtitles | جين ومادوكا اصابهم الحزن بعلمهم بوفاة براين |
| Eşinin öldüğünü sana söylemişler miydi, yoksa kendin mi anladın? | Open Subtitles | وما قلت بوفاة شريك حياتك و هل وجدت نفسك؟ |
| Evlerin birinde, dul bir kadın, arkadaşlarına kocasının öldüğünü söylemek için bekliyordu. | Open Subtitles | في أحد المنازل كانت هناك أرملة تستعد لإخبار صديقاتها بوفاة زوجها |
| Sanırım Joe Young'ın ölümü ve son kargaşa ile ilgili, proje kontrol altında. | Open Subtitles | " أفترض بوفاة " جو يانغ هناك فوضى مسبقة في المشروع ماتزال قائمة |
| Yüzbaşı Yoo Shi Jin ve Başçavuş Seo Dae Yeong'un ölümü eğitim sırasında yaşanan bir araba kazasından ötürü olacak. | Open Subtitles | بوفاة الكابتن يو سي جين والرقيب اول سيو داي يونغ سيكون السبب حادث سيارة اثناء التدريب |
| Ama cidden, büyükannenin vefatını duyduğuma çok üzüldüm. | Open Subtitles | ومع ذلك , انا آسف جدا لسماعي بوفاة جدتك |
| Kızı ölüme terk ettiğin yer burası demek? | Open Subtitles | إذن أهنا تستسلم؟ بوفاة فتاة شابّة. |
| Esmer bir kız ölünce kimsenin umurunda olmuyor. Sınırın güneyinde öldüyse kimse umursamıyor. | Open Subtitles | لايأبه أحدٌ بوفاة فتاةٍ ما بُنيّة البشرة طالما تعلق الأمر بجنوب الحدود فلا أحد يكترث بالأمر |
| 7 numaralı jürinin ölümünün yarattığı şok edici durum sebebiyle düşünüyorum ki bu jüri, adil bir karara ulaşma konusunda artık ehil değildir. | Open Subtitles | في ضوء الظروف المروّعة بوفاة المحلف رقم سبعة، وفي إعتقادي أنّ هيئة المحلفين هذه لم تعد قادرة على التوصّل إلى قرار عادل |
| Bebek Diego'nun ölümünden çok etkilendiğimi fark ettim efendim. | Open Subtitles | يبدو أنني متأثر بوفاة دييغو الصغير أكثر مما توقعت يا سيدي |
| Eşinizin ölümüne çok üzüldüm. | Open Subtitles | لقد كنت آسفة جداً، حينما . سمعت بوفاة زوجتك |
| Lord Pearson, sizi randevunuzdan alıkoymak istemezdim ama Bay Poirot'a göre, Bay Ling'in ölümünde bize yardım edebilirmişsiniz. | Open Subtitles | لورد "بيرسون" , أنا أعتذر لأنني أخرجتك من ارتباطك يا سيدي لكن السيد "بوارو" قال أنه ربما بإمكانك "مساعدتنا فيما يتعلق بوفاة السيد "لينغ |
| İki ebeveyni de öldüğüne göre yaygara koparacak kimse yok. | Open Subtitles | بوفاة والديها، فلا يوجد من يزعجنا بشأنها |
| Ailenin vefatıyla ilgili. | Open Subtitles | الأمر يتعلق بوفاة والديك |