| Başka bir güvenli ev hazırlıyoruz. Sen de ortalık sakinleşene kadar fazla dikkat çekme. | Open Subtitles | نحن نجهز بيت آمن آخر بإمكانكِ الإختفاء حتي ينتهي كُل هذا |
| Son olarak da NSA, NCIS, CIA için güvenli ev olarak kullanıyor. | Open Subtitles | آخر إستخدام له كان كـ بيت آمن لـ وكالة الامن القومي أو شعبة التحقيقات البحرية أو المخابرات المركزية أو من إحتاجه |
| Hazır rahatlamışken yeni bir güvenli ev ayarlayabiliriz. | Open Subtitles | ربما نستطيع أن نقيم بيت آمن بينما نحن هنا |
| Drucker'ın güvenli bir evi var, kadın orada kalabilir. | Open Subtitles | دراكر حصل على بيت آمن في فينيس ليخبئها فيه |
| Potsdam İstasyonu'ndan 4 durak önce orası ve belli ki bir Rus güvenli evi var orada. | Open Subtitles | لأن هناك أربع محطات توقف قبل الوصول لمحطة (بوتسدام) وهناك بيت آمن روسي هناك على ما يبدو |
| Onunla, bize nakit para ve pasaport verebileceği CIA silahlarının konumunu teyit edebileceği buranın yakınlarındaki bir güvenli evde buluşacağız. | Open Subtitles | سوف تتصل بنا من بيت آمن حيثُ بإمكانها جلب مال وجوازات لنا وسيكون بإمكانها تأكيد مكان قريب من هنا للإستخبارات الأميركية ويوجد فيه أسلحة وأموال |
| Bu katillerin Los Angelicos güvenli evinde kaldıklarını da biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأن هؤلاء القتلة مختبئون في بيت آمن للوس أنهليكوس. |
| Collier arkasında ülke çapında 37 güvenli ev bıraktı. | Open Subtitles | كولير " ترك 37 بيت آمن في كل " انحاء البلاد |
| Takarov'un silahlar için kullandığı bir güvenli ev daha var. | Open Subtitles | نعم. هناك بيت آمن آخر كان (تاكاروف) يستخدمه للأسلحة |
| Belki de güvenli ev orasıdır. | Open Subtitles | أظن أنه بيت آمن. |
| Yakınlarda boş bir güvenli ev var. | Open Subtitles | هناك بيت آمن فارغ قريب. |
| Orada bir güvenli ev biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بيت آمن آخر هناك، |
| güvenli ev, sahte evraklar, ne istersen Kraus halleder. | Open Subtitles | بيت آمن أو أوراق مزورة يمكن لـ(كراوز) توفيرها |
| Bu gördüğüm en güzel güvenli ev. | Open Subtitles | هذا أجمل بيت آمن سبق ورأيتُه. |
| İşte orda. güvenli ev. | Open Subtitles | هذا هو هناك بيت آمن |
| güvenli ev için büyük birşey değil. | Open Subtitles | ليس كثيراً على بيت آمن. |
| Drucker'ın güvenli bir evi var, kadın orada kalabilir. | Open Subtitles | دراكر حصل على بيت آمن في فينيس ليخبئها فيه |
| Güzel, güvenli bir yuva, bir dişiyi cezbetmek için etkili olabilir. | Open Subtitles | بيت آمن جيد يمكن أن يكون أيضاً إغواء فعال جداً لجذب الإناث به. |
| İstihbarata göre, Hofgarten'in 3 km açıklarında Amanda'nın bir güvenli evi olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | طبقًا لقاعدة معلوماتنا فنعتقد أن يكون لـ(أماندا) بيت آمن تُقبع به يقع في دائرة نصف قطرها 2 ميل من مدينة هوفجارتين" بألمانيا" |
| Sabaha Hamburg'da bir güvenli evde olacak. | Open Subtitles | - ) سيكون في بيت آمن في (هامبورغ) بحلول الصباح |
| Ama yapamam çünkü dünyanın en güzel güvenli evinde hapisim. | Open Subtitles | لكن لا أستطيع لانني محاصر في أجمل بيت آمن في العالم |