| Bir uzmanlık alanı seçeceğim zaman Pekin'de Peking Üniversitesi'nde Biyoloji bölümünü seçtim. | TED | عندما حان الوقت لاختيار مجال الدراسة، اخترت دراسة علم الأحياء في جامعة بكين في مدينة بيجين. |
| Bu sabah, Kyung In Atletizm Üniversitesinden Pekin Asya Oyunlarında gümüş madalya sahibi Kim Seung Hyun, ...kendi binasında öldürüldü. | Open Subtitles | عند فجر هذا اليوم , وسط منطقة بيجين للألعاب الأسياوية السيد كيم سيونج هيون قد قتل بداخل بنايته |
| Burası Pekin Merkezi Sıkıyönetim Komitesi efendim. | Open Subtitles | وهنا اللجنة المركزية العسكرية في بيجين , سيدي |
| Pegeen çekicidir, korkusuzdur, ve tam anlamıyla kabadır.! | Open Subtitles | بيجين هي شخص مرغوبٌ به إنها متهورة وقاسية تماماً |
| Sen benim sevdiğim kadını mahvettin. Pegeen,lütfen. Beni de anlamaya çalış. | Open Subtitles | بيجين من فضلك، حاولي أن تري الأمور من وجهة نظري |
| Beyler, büyük Çin seddi ayaklanmış ve Beijing'e doğru ilerliyor. | Open Subtitles | أيها السادة , سور الصين العظيم للتو تدمر ويتحطم نحو بيجين |
| Tamamıyla terk edilmiş. Belki de herkes Bekin'e gitmiştir. | Open Subtitles | المكان مهجور تمامًا، لعلّ الجميع ذهبوا لـ (بيجين) سلفًا؟ |
| Pekin'i fethetmek için gönderilen askerler şu an Şangay'a vardı ve çetin bir muharebeyle karşı karşıyalar. | Open Subtitles | الجنود الذين تم إرسالهم للتغلب على بيجين حالياً هم الآن في شينغهاي و هم في معركة كثيفة |
| Pekala. O zaman Pekin'e gidip onu durduralım. | Open Subtitles | حسنا، حسنا، دعنا نصبح إلى بيجين ويتوقّفه. |
| Burayı arama emrimiz Pekin tarafından onaylandı. | Open Subtitles | إنتدابنا لبحث كان مصدّق من قبل بيجين. |
| Bay Johnson bunların yarın Pekin'e gitmesi lazım. | Open Subtitles | أحتاج هذه المشحون إلى بيجين من قبل غدا. |
| Pekin ördeği, Şanghay yengeci ve bir tanecik eşimin gönderdiği morina havyarını... getirin lütfen. | Open Subtitles | ...اخرج دوك بيجين وشنغهاي و البيلوجا الكافيار ..إخراجهم جميعا |
| Pekin'de milyonlarca yeniyor. | Open Subtitles | ؟ أنهم يأكلون الملايين منها في بيجين |
| Hala kadınlarla yatıyor musun,Pegeen? | Open Subtitles | هل تستمرين في النوم مع النساء يا بيجين ؟ |
| Pegeen son kız arkadaşını erkeğe döndürdü. | Open Subtitles | بيجين جعلت صديقتها الأخيرة تتحول إلى رجل |
| Hem de Pegeen masadan kalkar kalkmaz. Tahmin etmeliydim. Yok artık,cidden mi? | Open Subtitles | في اللحظة التي غادرت فيها بيجين كان على أن أعلم هذا أمرٌ لطيف أن يكون لديكي شاحنة |
| Pegeen annesiyle daha çok konuşmaya başladı. | Open Subtitles | بيجين بدأت تتكلم مع أمها شيئاً فشيئاً |
| Umarım Beijing'de harika zaman geçiriyorsundur. | Open Subtitles | تمنّك سَيكونُ عِنْدَكَ a وقت عظيم في بيجين. |
| Anlaşmaya göre Kara Liste'deki suçluları yakalamamız gerekiyordu ama şimdi Wujing, Beijing yolunu tuttu bile. | Open Subtitles | ... الإتفاق بيننا .فيالحقيقة,كانبتسليمالمجرم ،باللائحةالسوداء .وقد يكون الآن في نصف طريقه للوصول إلى بيجين |
| Kalabalığın arasında gizlenerek Bekin'e varacağız! | Open Subtitles | سنذهب لـ (بيجين) مستترين بين الحشود! |
| Beycin'de yaptıklarını duymayan kalmamıştı. | Open Subtitles | أصبحت معروفة بالدمار . (و المجزرة بعد زاول (بيجين |
| Çıkınca onu ziyaret edeceğin konusunda Penguen'e söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدت انك ستزور بيجين في اليوم الذي ستخرج فيه |
| Irgun'un lideri Menachem Begin, katliamin yalan oldugunu ve, bunun politik rakipleri ile dünyadaki Yahudi karsitlari tarafindan uyduruldugunu söyledi. | Open Subtitles | قال "مناحيم بيجين" قائد إرجون" : ان المذبحة كانت كذبة" روّجها منافسوه السياسيون وبعض من كارهى اليهود حول العالم |