| Yemin ederim olayların senin Elinde olmadan gerçekleştiğini ona söyleyeceğim. | Open Subtitles | أقسم لك أني سأريه أنك لم يكن بيدك حيلة |
| - Elinde değildi. | Open Subtitles | لم يكن بيدك حيلة |
| Elinde değil. | Open Subtitles | لمْ يكن بيدك حيلة. |
| Olmak üzere olan şeyi durdurmak için Yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ليست بيدك حيلة لإيقاف ما على وشك الحدوث. |
| Baban hapse düştüğünde daha bir çocuktun. Yapabileceğin hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | حينما سجن أبوك كنت طفلاً ولم تكن بيدك حيلة |
| Elden birşey gelmez. | Open Subtitles | ليس بيدك حيلة حيال هذا الامر |
| - Elinde değil. - Aynen öyle. Sağ ol. | Open Subtitles | ليس بيدك حيلة - بالضبط، أشكرك - |
| - Elinde değildi. | Open Subtitles | - لم يكن بيدك حيلة |
| Elinde olan bir şey değil. | Open Subtitles | ليس بيدك حيلة. |
| Ona merhamet gösterdin aslında. Yapabileceğin başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | كان خياراً رحيماً لم تكن بيدك حيلة |
| Bu durumlarda Yapabileceğin hiçbir şey olmadığını kabullenmekte güçlük çekiyorsun. | Open Subtitles | بوث ) يبدو أن لديك مشكلة بقبول ) أنه ليس بيدك حيلة باتجاه هذه الملابسات |
| Yapabileceğin hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكم بيدك حيلة |
| Bununla ilgili Yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | و ليس بيدك حيلة لتغيير ذلك |
| Elden ancak bu gelir. | Open Subtitles | ليس بيدك حيلة. |
| Elden ne gelir ki? | Open Subtitles | -ليس بيدك حيلة |