| - Sana arabada kalmanı söylemiştim. - Elimde değildi. Birden polis çıktı. | Open Subtitles | اخبرتك ان تبقى بالسيارة لم تكن بيدي حيلة.الشرطي جاء |
| Almanları yoluyorum. Elimde değil. | Open Subtitles | الجنود الألمان يدفعون بسخاء ما بيدي حيلة |
| Tersini söylememi istiyorsun ama Elimde değil, evliliği seviyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّك لم ترغبي في سماع هذا، لكن ما بيدي حيلة. أحبّ الزاوج. |
| Dava vekili, başlangıçtaki delillerin yetersiz ve eksik oluşundan ötürü Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | ليس بيدي حيلة بدون وصاية آمنة أي دليل تم إثباته بعد البحث الأولي |
| Düşürülen suçlamalar dışında Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | إسقاط بعض التهم ما بيدي حيلة اَسف، يا مدرب |
| Tamam, bak, bu biraz uygunsuz bir durum, ama elim kolum bağlı. | Open Subtitles | حسناً , أعلم أن الموضوع مزعج قليلاً لكن أنت تعلمين , ليس بيدي حيلة |
| Beyler, size gerçekten yardım etmek isterdim, fakat elimden bir şey gelmiyor. | Open Subtitles | أيها السادة ، أود مساعدتكم حقا ، ولكن ما بيدي حيلة. |
| Elimde değil. Bunun için gayret sarf etmiyorum. Öyleyim işte. | Open Subtitles | ليس بيدي حيلة لست أحاول أن أكون جذاباً و لكني كذلك |
| Elimde değil. | Open Subtitles | ماذا تريد منّي أيّها الطائر؟ ليست بيدي حيلة. |
| Elimde değil, değiştirmeyi istiyorum, ama... | Open Subtitles | ليس بيدي حيلة ..أريد المضي قدماًُ , ولكن |
| Mahkemede fotoğraf çekmememiz gerektiğini biliyorum ama Elimde değildi. | Open Subtitles | أعرفُ بأن لايُفترضُ ،بأن نلتقط صورًأ هُنالِكَ .لكن لمْ يكنُ بيدي حيلة |
| - Elimde değil. Gerçek bu. - Pekala, pekala, pekala. | Open Subtitles | ليس بيدي حيلة انها الحقيقة حسنا حسنا |
| Özür dilerim. Ama, Elimde değil Nate. | Open Subtitles | أنا آسف، ليس بيدي حيلة يا "نات" |
| Elimde değil. | Open Subtitles | ليس بيدي حيلة حيال الأمر |
| Onu elimden geldiğince rahat ettirebilirim ama kan kaybını durdurmak için Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | يُمكنني إبقاؤها مُرتاحة قدر الإمكان، لكن ليس بيدي حيلة لمنعها من النزيف. |
| Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | ليس بيدي حيلة الكرة رقم تسعة سقطت |
| Bak, Jake. Wendy olayı için üzgünüm ama Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | اسمعني، أنا آسف حيال أمر (ويندي) ولكن ليس بيدي حيلة حيال هذا |
| Eğer fikrimi beğenmediysen, elim kolum bağlı olacak! | Open Subtitles | إن لم تعجبك فكرتي فليس بيدي حيلة |
| Franny, işte bu noktada elim kolum bağlı. Bu olay politik bir kabusa dönüşür. | Open Subtitles | (فراني)، ما بيدي حيلة بهذه المرحلة، لقد أصبح هذا الأمر كابوساً سياسيّاً |
| Oğlum çok değişti ama elimden bir şey gelmiyor. | Open Subtitles | ابني تغير كثيراً ولكن ليس بيدي حيلة |
| Hiçbir şey yapamadım. | Open Subtitles | لم يكن بيدي حيلة. |
| Bu konuda bir şey yapamam ama bir daha arkamdan iş... | Open Subtitles | ليس بيدي حيلة حيال ذلك، لكنإنتصرفتمنوراء ظهري مُجدداً.. |
| Uğradığın için teşekkürler. Sesinizden, başka şansım yokmuş gibi geldi. | Open Subtitles | حسنًا، لقد جعلت الأمر يبدو أن ليس بيدي حيلة أخرى. |
| Bunun kötü olduğunu biliyorum. Ama kendime engel olamıyorum. | Open Subtitles | اعلم أن ذلك خاطئ، ولكن ليس بيدي حيلة |