| Hadi Birdie. Balığımız da biraz güneş görsün. | Open Subtitles | هلم، بيردي.دعنا نَحْصلُ على سمكِنا الصَغيرِ و شروق الشمس القليل. |
| Bu Birdie. Tam bir çatlak aynı oğlum gibi. | Open Subtitles | هذه بيردي , انها الحمقاء المرعبة مثل ابني تماماً |
| Birdie, bu Dedektif Gracey ve Dedektif Pike. | Open Subtitles | بيردي , هذا المحقق جرايسي والمحقق بايك اهلا يا اولاد |
| Connie seninle olan arkadaşlığını çok önemsediğini... ve seni çok sevdiğini bilmeni istiyor Birdee. | Open Subtitles | صداقتك مهمة بالنسبة لكوني إنها تحبك كثيراً, بيردي |
| Birdee, kapıyı kilitle. Yatağında katledilmek mi istiyorsun? | Open Subtitles | بيردي, أقفلي الباب حتماً لا تريدين أن تُقتلي |
| Seni incitmek hep zordu Birdy. | Open Subtitles | لم يستطيع أحد أن يؤلمك بسهولة أبداً يا بيردي |
| Benim Birdy'nin çalışını dinlerken bulduğuma benzer bir şeyler. | Open Subtitles | شيء يشبه ما وجدته أثناء استماعي لعزف بيردي. |
| Pataklanmadan konuşabildiğimi hissettiğim tek yer Berdie'nin drama sınıfı. | Open Subtitles | المكان الوحيد الذي اشعر بأني استطيع التحدث بدون ان تتم مهاجمتي هو في صف "بيردي" للدراما |
| - Bye. Bak Birdie bana pazarda satmam için ne verdi? | Open Subtitles | شاهد ماذا اعطتني بيردي لابيعها في السوق الشعبي |
| Şimdi, eğer dikkatli davranmazsanız, Bayan Birdie, devlet, vasiyetinizden büyük bir miktarı kesecek. | Open Subtitles | حسناً, اذا لم تتعاملي مع هذا بحذر , سيدة بيردي فإن الحكومة سوف تأخذ منها جزءً كبيراً لها |
| Tüm bildiğimiz, Bayan Birdie'nin muhtemelen yastık altında sakladığı, yaklaşık 40.000$ dışında herşey. | Open Subtitles | كله إلا أربعون ألفاً من الدولارات ربما خبأتهم مس بيردي تحت فراشها أنا اسف |
| Birdie, Elbie, neden Angeli yukarı çıkarıp elbisesini giydir miyorsunuz? | Open Subtitles | بيردي ، إلبى ، لماذا لا تأخذا ملاكى الى أعلى حتى تجرب إرتداء الثوب الجديد؟ |
| Bu da sevgili dostum ve yardımcım Bayan Birdie Coonan. | Open Subtitles | وهذا هو صديقتي العزيزه والرفيقه، الآنسة "بيردي كونان". |
| Eminim banyoda yapman gereken şeyler vardır Birdie, canım. | Open Subtitles | أنا متأكدة يجب أن يكون لديك أشياء للقيام بها في الحمام، "بيردي"، عزيزتي. |
| Birdee, televizyonda çok güzel görünüyordun. | Open Subtitles | بيردي, لقد كنتي جميلة جداً عندما ظهرتي في التلفزيون |
| - Vay vay vay. - Şu bizim Birdee Calvert değil mi? | Open Subtitles | حسناً, حسناً, حسناً كما لو أنها ليست بيردي كلفيرت |
| Neden verandaya çıkmıyorsun? Birdee de sana buzlu çay getirir. | Open Subtitles | اذهب إلى الشرفة, بيردي سوف تحضر لك بعض من الشاي المثلج |
| Sanki rengin gitmiş, Birdy. | Open Subtitles | كان مثل تبدو شاحباً جداً, يا بيردي |
| Birdy! Bir daha sakın böyle birşey yapma. | Open Subtitles | يا الهي, بيردي لا تفعل مثل هذا ثانية |
| Posamızı çıkardılar, Birdy. | Open Subtitles | لقد انتزعوا منا أفضل ما لدينا يا بيردي |
| Danışman Berdie Rogers mı bunları yazmanı söyledi? | Open Subtitles | المستشاره "بيردي رودجيرز" أخبرتك ان تكتبي هذا؟ |
| -Delores Purdy yüzünden. - Hangi suçlamayla? | Open Subtitles | ـ بسبب المدعوة ديلوريس بيردي ـ بأي تهمة ؟ |
| İşte, Perdy. Evet, bu Şanslı. | Open Subtitles | ها نحن يا (بيردي)، أجل، إنه (لاكي) |