| Ann Perkins, bu yaklaşım çok iyiydi. Davul ekibi, kişisel hediye çantaları, kaplanlar. | Open Subtitles | آن بيركنس هذا كلام جميل قرع الطبول و أكياس هدايا و نمور أيضا |
| Benim anladığım, eski erkek arkadaşın Wes Perkins'ten saklanıyor olduğun. | Open Subtitles | مما فهمته هو أنكِ تختبئين من عشيقك السابق ويس بيركنس |
| Bayan Perkins, Chris Traeger Ben Wyatt'le ilişkimin ne zaman başladığını sorguladı. | Open Subtitles | آنسه ، بيركنس كريس تريغر ، أستجوب متى علاقتي مع ، بينّ وايت بدأت |
| Ann Perkins, ofis müdürü ve gönüllü koordinatör. | Open Subtitles | آن بيركنس ، مديرة المكتب و متطوعة في التنسيق |
| Tanrı, Buck Ceglowski'nin kilisede kafasını yardı, Bayan Gately'ye Perkins hastalığını verdi. | Open Subtitles | لقد فجّ الله رأس (باك سيغلاوسكي) بالكنيسة وأصاب السيّدة (غايتلي) بمرض (بيركنس) |
| Bayan Perkins, şurada bir şey tartışıyoruz. | Open Subtitles | انسه بيركنس , نحن في منتصف جدال |
| Wes Perkins bu akşam saldırıdan tutuklandı. | Open Subtitles | لقد تم القبض على ويس بيركنس للإعتداء |
| (Alkış ve tezahüratlar) Üflemeli çalgıda Manuel Perkins. | TED | (تصفيق وهتافات) مانويل بيركنس على آلة الساكسفون. |
| Perch Perkins Yengeçle röportaj yapıyor ve benim daha bir müşterim bile olmadı. | Open Subtitles | (كرابس) فى حديث صحفى مع المُراسل (بيرش بيركنس) وانا لم يأت إلىّ ابدا ولو حتى زبون واحد |
| Demek istediğin, geçmişte Walter Perkins'in zaman makinasıyla yaşananlar gibi mi? | Open Subtitles | أتعني مثل ماحدث سابقاً لـ(والتر بيركنس) مع آلة الزمن |
| Bu sabah birden bire Perkins hastalığına yakalanmış... ve geçici olarak konuşma yetisini kaybetmiş. | Open Subtitles | استيقظت هذا الصباح مصابةً بمرض (بيركنس) وفقدت مؤقتاً قدرتها على الكلام |
| Bay Perkins'le görüşmek için gelmiştim. Tabii. | Open Subtitles | أيمكنني التحدث الي السيد "بيركنس" ؟ |
| "Parklar Departmanından Leslie Knope, iyi bir arkadaş ve güzel bir hemşire olan Ann Perkins aracılığıyla konuşuyor." | Open Subtitles | حسنًا "ليزلي)، إنه (ليزلي نوب) من قسم الحدائق)" " تتحدث إليك عبر (آن بيركنس)" |
| Dinle, Ann Perkins'i arayıp bugün çok yoğun olduğumdan onunla öğle yemeğine gidemeyeceğimi söyler misin? | Open Subtitles | اسمعي، هل يمكنكِ الاتصال ب(آن بيركنس) و تخبريها أنه لن يمكنني الاستمتاع بالغداء معها اليوم لأنني مشغول جداً |
| Ann Perkins. Senin tavsiyeni dinledim. | Open Subtitles | آن بيركنس لقد أخذت بنصيحتك |
| Onu araklayamazsın Perkins. | Open Subtitles | لايمكنك ان تسرقها يا (بيركنس) لان العرض (اقفل مع (كوليارس |
| Hâkim Perkins Nate'in davasında Hâkim Redding'in yerine geçmiş. | Open Subtitles | القاضي (بيركنس) حل محل القاضية (ريدنغ) في قضية (نايت) |
| Bütün köşelere adamlar yerleştireceğim Perkins Homes tarafında sivil ekipler çok fazla mesai yapacaklar. | Open Subtitles | لا أدري ، دوريات متنقلة في الزوايا... دوريات راجلة في مجمّعات (بيركنس) والكثير من ساعات العمل إضافية |
| - Ann yapmalı bu işi. - Ann Perkins mi? | Open Subtitles | (آن) ستكون المديرة - (آن بيركنس)؟ |
| Ben de seninleyken esaslı bir şekilde keyif alıyorum, Ann Perkins. | Open Subtitles | وأنا أيضاً أستمتع بوقتي معك (آن بيركنس) |