| Yani şimdi Big Bopper ve sonra Buddy Holly ve sonra Elvis Presley, ve daha sonra ben? | Open Subtitles | اذا انه بيق بوبير و بعده بوبي هولي و بعده الفيس بريسلي و انا بعده؟ |
| Her ne zaman biriyle buluşsam, Big Mac'te yaşadığım aldatmacanın aynısını yaşıyorum. | Open Subtitles | كل مرة أخرج في موعد أعاني من نفس الخداع كما هو الحال مع بيق ماك |
| Partilerimizde genelde Big Bang'in tekrar bölümlerini izleyip birbirimizin bıyıklarını alıyoruz. | Open Subtitles | "حفلاتنا تحتوي على مشاهدة إعادة لـ "بيق بانق و تشيقر شواربنا |
| Ve burada da Peg ve ben San Fransisco'da bir balık lokantasında yiyoruz. | Open Subtitles | وهذه انا مع "بيق" نشرب شوربة المحار في "سان فرانسيسكو" |
| Bizim bundan ne kazancımız oldu, Koca Ray? | Open Subtitles | لأين يصلنا هذا " بيق راي " ؟ على الأقل نعلم أن " فيرجيل " لن يعود |
| Niye Tahta Bacak Pablo gibi eğlenceli bir yere gitmiyoruz? | Open Subtitles | لما لا نذهب إلى إلى مكان ممتع كـ "بيق ليق بابلو" |
| Big Chief Burgers, Bongo Burgers Foot-longs, Corny Dogs, Frosty Shakes, Creamy Bars. | Open Subtitles | لدينا " بيق شيف برجر " " سبونقو برجر " " فوت لونقس " " كورني دوقز " " فروستي شيكس " " كريمي بار " |
| Big Sandy'de. Sonra da Lexington'a dönecek. | Open Subtitles | في " بيق ساندي " ثم يتوجه عائداَ إلى " ليكسينقتون " |
| - Evet, çekler yanımda ayrıca Big Sandy'ye yaptığın ilk turda kullandığın çeklerdeki imzaların da var. | Open Subtitles | أجل لدي الإيصالات هنا تلخص جولتك الأولى في " بيق ساندي " |
| Sanki Survivor Big Brother ile, o Millionaire ile o da tekrar Survivor ile rasgeliyor. | Open Subtitles | "إنّه مثل مسلسل "سيرفايفور "يقابل مسلسل "بيق براذر "يقابل "مليونير يقابل .. "سيرفايفور" مجدّداً ياللروعة - حسناً - |
| Barlow'u dava eden şirket Big Pines Timber. | Open Subtitles | الشركة تقاضي بارلو لـ" بيق باينس للأخشاب |
| - Hellsgate derim. - Big Hole. | Open Subtitles | بالنسبة لي هيلسقيت - وأنا بيق هول - |
| Tamam Big Hole. Orada buluşuruz. | Open Subtitles | بيق هول، أراك هناك.. |
| Big Foods alışveriş kartınız var mı yoksa karınız kaçarken onu da götürdü mü? | Open Subtitles | ألديك بطاقة (بيق فود)؟ أو هل استولت عليها زوجتك أيضاً؟ |
| Big Foods ailesi olarak kendinizle gurur duymalısınız. | Open Subtitles | (كأفراد في عائلة (بيق فود عليكم أن تكونوا جميعاً فخورين |
| Peg ve kızlar ülkeyi bisikletle geçiyorlardı. | Open Subtitles | "بيق" ومجموعة من الفتيات كانو يقودون الدرجات في انحاء المدينه |
| Kadının gücünü ve olgunluğu simgeliyor. Ahi bunu sana Peg mi verdi? | Open Subtitles | وهي تمثل الطاقة الانثوية للسلام والنضج وهل "بيق" هي التي وهبتكِ اياها ؟ |
| Sizi şu bahsettiğim Peg'le tanıştırmak için sabırsızlanıyorum. Şu tarafta. Peg! | Open Subtitles | كنت اتشوق لاعرفكما على (بيق) المرأة التي اخبرتكما عنها، إنها هناك |
| Ama seni göreceğimi her zaman biliyordum Koca Kev-o. | Open Subtitles | ولكن دعني أخبرك يا (بيق كيفو) لطالما علمت أنني سأقابلك مجدداً |
| Amcam seni tanırdı Koca Al | Open Subtitles | من عمي ربما تتذكره يدعى " بيق أل " |
| Koca Mike, Vail'de Buy More var mı? | Open Subtitles | (بيق مايك), هل هناك (باي مور) في (فايل)؟ |
| Tahta bacak Hastings geldi! | Open Subtitles | إنه انا بيق ليق هاستينقس |