| Belize'den buraya hovardalık yapmaya gelmişler, Güney bölgesini çok sevmişler, hiç gitmemişler. | Open Subtitles | حضروا من بيليز كى يمارسوا نشاطهم الإجرامى فى نيو أيسلند ولكن الجنوبيين لم يحبوهم فلم يغادروا |
| Evet, ailemin evi. Şu an Belize'de kutlamadalar. | Open Subtitles | نعم، إنه لوالداي، إنهما يحتفلان في بيليز لبقية شهر |
| İç Güvenlik'teki dostum onu Belize uçağına bilet alırken yakaladığını söyledi. | Open Subtitles | صديقي يقول أنها كانت تحاول السفر إلى بيليز. |
| Satış yapmak için Belize'den gelmişler ve Southland çok hoşlarına gitmiş, hiç terk etmemişler orayı. | Open Subtitles | جاؤوا من " بيليز " من أجل تجارتهم وأحبوا الجهة الجنوبية كثيرا لم يغادروا أبدا |
| Beliz'den fotoğraf yollayacağına söz ver. | Open Subtitles | عدني انك سترسل لي صور من بيليز |
| Burdan Belize'ye gidene kadar, herhangi bir hata yapılmasını istemiyorum. | Open Subtitles | ولن تواجهك مصاعبٌ من هناك للوصول إلى "بيليز" |
| Orta Amerika'daki Belize yağmur ormanları. | Open Subtitles | غابات بيليز المطرية في أمريكا الوسطى |
| Ben ve kız arkadaşımın bir fotoğrafı, Belize'de. | Open Subtitles | انها صورتي انا و حبيبتي في بيليز |
| Veya kısa ömrümün geri kalanını Belize'deki bir kumsalda yatarak geçiririm. | Open Subtitles | أو أن أقضي ماتبقى من حياتي القصيرة مستلقيًا على شاطئ رملي في "بيليز". |
| Tabii ki hile yaptım ve Belize'de bir koyda, bir yıl John Denver'la kokain çektim. | Open Subtitles | بالتأكيد قمت بالغش و ذهبت إلي شواطئ "بيليز" و بقيت هناك لسنة تعاطيت فيها المخدرات مع "جون دنفر" |
| Ona Belize' deki sürf kampından bahset, Peter. | Open Subtitles | ان تخبئ شيئا مهم لك أخبرها بشأن رحلة التخييم في "بيليز" يا بيتر |
| Belize'den gelmiş genç göçmen bir kadındım. | TED | فتاة صغيرة مهاجرة من بيليز. |
| Belize'ye bir bilet almış. | Open Subtitles | اشترت تذكرة ذهاب إلى بيليز |
| "Bahamalar ya da Belize'ye yelken açalım." | Open Subtitles | " نبحر إلى " الباهاما " أو " بيليز |
| Ya da uçakla Weehawken'e giderken Belize'li biriyle birlikte olmuştur. | Open Subtitles | أو جلس بجانب شخص من (بيليز) على طائرة ذاهبة إلى (ويهاكين) |
| Belize'deki evinde kalacağız. | Open Subtitles | أعد (ساميول) الترتيبات سنعيش معه بمنزله في "بيليز" |
| Bir arkadaşım Belize'de bir film çekiyormuş. | Open Subtitles | صديق لي سيخرج فيلما في بيليز |
| Belize'de film çekecekmiş. | Open Subtitles | قبل فيلما في بيليز |
| İkiniz hala Belize ya da Karayipler'deymişsiniz gibi davranıyordum. | Open Subtitles | اعتدت ان اتظاهر ان كلاكما ( لا يزال فى ( بيليز فى جزر الكاريبى |
| Hep Beliz veya Brezilya gibi bir yerde sahilde olur demiştim. | Open Subtitles | دائما كنت اظن انه ربما يكون على احد الشواطئ (في (بيليز) او (البرازيل |
| Sınırı geçtikten sonra da İngilizce konuşulan ve suçlu iadesinin yapılmadığı Beliz'e gideceğiz. | Open Subtitles | حالما نعب الحدود (نبحر الى (بيليز حيث هم يتحدثون الانجليزية ومن المستحيل تقريبا ان يتم ترحيلنا |