| Namınız önden gidiyor, bayan. Geçen ay Bel Air'dan, Mexicana'dan ve | Open Subtitles | انتي مشهورة يا آنسه الشهر الماضي تم طردك من بيل إير |
| İsmim Elle Woods, Boston Bel Air bölgesindenim, ve soyadımdan da anlayacağınız gibi gerçek bir tabiat tutkunuyum. | Open Subtitles | اسمى إيل وودز، من ولاية بوسطن مدينة بيل إير وكما هو واضح من لقبى أنا محامية طموحة وراغبة فى كل ماهو موجود فى الطبيعة |
| Ve bu basit kendi halinde Bel Air'li kızın bizlere söyleyecek nesi olabilir? | Open Subtitles | وماذا يمكن لهذه الفتاة البسيطة إبنة مدينة بيل إير أن تقول لنا؟ |
| Bel Air'deki Tom Ford'un evi ile avcı kulübesi arası bir şey planlıyorum. | Open Subtitles | نوعا ما اريدها للإستجمام مثل منزل توم فورد في بيل إير |
| - Hayır. Bel-Air Prensesi'ndeydi. | Open Subtitles | -لا لقد كان في مسلسل فرينش برينس اوف بيل إير |
| İki kurbanında telefonunda aynı mesaj var ikisi de birbirlerine Bel Air'da buluşalım demiş. | Open Subtitles | كلا الضحيتان كان لديهما نفس الرسالة النصية على هواتفهم, كل واحد فيهم يطلب من الأخر أن يلاقيه في بيل إير. |
| Komiser, Bel Air yöresindeki cinayetlere karşı özellikle ne türden önlemler alıyorsunuz? | Open Subtitles | حضرة المفوض بالتحديد أي خطوات تجرونها لإيقاف طفح الجريمة في " بيل إير " ؟ |
| Sana Bel Air olarak satmış olabilirler ama bu kesinlikle Caprice. | Open Subtitles | حسناً ، ربما تم بيعها لك "كأنها "بيل إير بيل إير ماركة لسيارة شيفروليه "ولكنها بالتأكيد لوحة "كابريس |
| Kimse bana Bel Air olarak satmadı ve bu bir Caprice değil. | Open Subtitles | "لم يبعها شخص لي كـ "بيل إير "وهي ليست لوحة "كابريس |
| Bel Air'de bir tramplenin yanında bulduk, boynundaki ölümcül hasarla beraber. | Open Subtitles | وجدناه بجوار منصة البهلوان في "بيل إير", بإصابة قاتلة بالرقبة |
| Sadece biri reytingleri yükseltmedi, ayrıca Fresh Prince of Bel Air'i* de geçti. | Open Subtitles | لم يدخل احدهم التصنيف فحسب أحدهم تغلب عل مسلسل (أمير بيل إير الحيوي) |
| Adam kızımızı Bel Air'den men etti Ray. Sonsuza dek. | Open Subtitles | لقد منعها من أكاديمية (بيل إير) يا (ريه)، إلى الأبد |
| Ben Bel Air'deki şu iki kadının öldürülmesini araştırıyorum. | Open Subtitles | " أحقق بمقتل امرأة من " بيل إير |
| - Bileklerini kesmiş, Bel Air Hotelde, özel süitte. - Bu korkunç! | Open Subtitles | -لقد قطعت شرايينها، في جناح فخم بفندق (بيل إير ) |
| Bel Air ve Doğu Hampton'daki evlerimi, Paris seyahatlerimi? | Open Subtitles | بيتاي الذان في (بيل إير) و(إيست هامبتون) رحلاتي إلى (باريس) |
| Bel Air'de 30 milyon dolarlık bir malikaneye gidiyorum! | Open Subtitles | -أنا ذاهب لقصر بـ30 مليون دولار في (بيل إير )! |
| - Bileklerini kesmiş, Bel Air Hotelde, özel süitte. - Bu korkunç! | Open Subtitles | -لقد قطعت شرايينها، في جناح فخم بفندق (بيل إير ) |
| Ama asıl haber, Mia'yı bu gece Bel Air Oteli'ne götürüyorum. | Open Subtitles | (المهم في الأمر أنني سأخذ (ميا "في هذه الليلة إلى فندق "بيل إير |
| Bir Bel Air'in arkasında çok güzel zamanlarım olmuştu. | Open Subtitles | (لقد قضيت أوقاتا ممتعة في المقعد الخلفي ل(بيل إير |
| - Bel-Air Prensi. | Open Subtitles | -فرينش برينس اوف بيل إير.. |
| Bel-Air'imin yeni prensisin. - | Open Subtitles | أميري الجديد لـ "بيل إير". |