| Bugün Pazartesi. ben herzaman pazarları sürerim, pazartesileri asla | Open Subtitles | اليوم هو الإثنين، أقود دائماً بيوم السبت لا أقود أبداً بيوم الإثنين |
| Bugün Pazartesi. Ben hep cumartesi kullanırım. Asla Pazartesi kullanmam. | Open Subtitles | اليوم هو الإثنين،أقود دائماً بيوم السبت لا أقود أبداً بيوم الإثنين |
| Pazartesi Yahudilerin bayramı. Salıya kadar uyanamazlar. Çok iyi iş. | Open Subtitles | هناك عطلة يهودية بيوم الإثنين لن يكتشفوا الأمر حتى الثلاثاء، رائع |
| Hayır. Ben Pazartesi Gecesi Futbolu'nda kameraman olacağım. | Open Subtitles | كلا، سأكون مصوراً لمباريات كرة القدم بيوم الإثنين |
| Sizi Pazartesi günü birlik toplantısında görmeyi çok isterim. | Open Subtitles | أود أن أراكما بإجتماع النقابة .بيوم الإثنين |
| Pazartesi yeni bir oylama yapabilir miyiz diye sormak istemiştik. | Open Subtitles | أردنا السؤال عن إمكانية إجراء تصويت جديد بيوم الإثنين. |
| Pazartesi günü kalmam için bana oy verir misin diye sormak istemiştim. | Open Subtitles | أود سؤالك إن كنت تريد التصويت لي بيوم الإثنين. |
| Büyük bankalar onu Pazartesi alacaklardır. | Open Subtitles | سيشتريه مصرف كبير بيوم الإثنين عند موعد الغداء |
| Bu akşam gider, Pazartesi döneriz. | Open Subtitles | يُمكننا الذهاب الليلة والعودة بيوم الإثنين |
| Pazartesi. Programda oyun yok | Open Subtitles | لا تقام المباريات بيوم الإثنين |
| - Pazartesi maç yok. | Open Subtitles | لا تقام المباريات بيوم الإثنين |
| Pazartesi okuldan sonra nasıl? | Open Subtitles | مارأيك بيوم الإثنين بعد المدرسة؟ |
| Pazartesi günü yeni bir oylama yapılmasını kabul etti. | Open Subtitles | وقد وافق على تصويت جديد بيوم الإثنين. |
| Pazartesi günü için bana güvenebilirsin. | Open Subtitles | يمكنكِ الإعتماد عليّ بيوم الإثنين. |
| Pazartesi günü sana oy vereceğimi söylemeye geldim. | Open Subtitles | جئت لأقول بأني سأصوت لكِ بيوم الإثنين. |
| Baksana Marcus, şuradakine söyle bana Pazartesi'ye kadar 200 verecek. | Open Subtitles | "ماركوس" أخبر صديقك هناك بأنه يدين لي بـ 200 بيوم الإثنين |
| Vivien'in Pazartesi 13:00 müşterileri burada. | Open Subtitles | عميل (فيفيان) في الساعة الـ 1 بيوم الإثنين موجود هنا |
| Pazartesi günü de aynısı olacak. | Open Subtitles | سيحدث نفس الشيء بيوم الإثنين. |
| Zaten Pazartesi göreceğim. | Open Subtitles | سأراهم بيوم الإثنين. |
| Juliette ile beraber Dumont'a uğradık, Pazartesi yeni bir oylama yapılmasını kabul etti. | Open Subtitles | ذهبت لرؤية (دومونت) مع (جولييت)، وقد وافق على تصويت جديد بيوم الإثنين. |