| Yarın, yarın... Bunu seviyorsunuz çünkü yarın, hep 1 gün uzakta. | Open Subtitles | غداً, غداً أنتم تعشقون ذلك لأنه دائماً على بُعد يوم واحد |
| Diğer konularda ise kilise ofisi ilgileniyor. - Buradan 5 kilometre uzakta. | Open Subtitles | وإن أردتِ أي شيء فمكتب الكنيسة مفتوح على بُعد 3أميال من هنا |
| Dünya'dan 78 milyon kilometre uzaklıkta ve en güçlü teleskopların bile göremediği bu gezegenin yüzeyi tam bir gizemdi. | Open Subtitles | على بُعد 78 مليون كيلومتر من الأرض أى أبعد من مجال أقوى المناظير سطح هذا الكوكب كان لغز كليّ |
| Alman zırhlıları ise 16 km. ötede İngiliz Kanalı boyunca, | Open Subtitles | على بُعد عشرة أميال، و على طول ساحل القنال الأنجليزى |
| Paralel bir boyut ya da detaylı bir ilüzyon olabilir. | Open Subtitles | قد يكون هذا بُعد موازي أو ربما مجرد وهم واقعي |
| Dokunmatik uzaktan kumanda eldiveni; yerleştireceği nanosonda için bir direksiyon simidi gibi. | Open Subtitles | قفازات اللمس عن بُعد مثل عجلة القيادة للمسبار المُصغّر الذي ستدخله الآن. |
| Kapının diğer tarafı başka bir boyuta, sesin bir boyutuna, görüşün bir boyutuna, zihnin bir boyutuna açılır. | Open Subtitles | خلفه هناك بُعد آخر، بُعد الصوت، بُعد الرؤية، |
| En uygun fırlatma pozisyonu için saniyeler kaldı, Sayın Başkan Yardımcısı. | Open Subtitles | إنها على بُعد ثوانى من أفضل موقع للإطلاق سيدى نائب الرئيس |
| Benimki yolun aşağısında, yaklaşık 6.5 km mesafede. | Open Subtitles | سيارتي متوقفة على الطريق على بُعد أربعة أميال من هنا |
| Hastaneden on altı sokak uzakta öylece beklemesine göz yumamam. | Open Subtitles | لن أتركه يموت هُنا على بُعد 16 بناية مِن المشفى. |
| Söz konusu patlama dünyadan yaklaşık 5 bin 600 ışık yılı uzakta gerçekleşti. | TED | انطلق هذا المستعر الأعظم على بُعد حوالي 5600 سنة ضوئية عن الأرض. |
| Patladıklarında, uzakta olmakta yarar var. | Open Subtitles | عندما ينفجروا، انه افضل كثيرا ان تراقبيهم عن بُعد |
| Uydular evrenin sınırının fotoğrafını çekti, 13.7 milyar ışık yılı uzaklıkta. | Open Subtitles | صوَّرت الأقمار الصناعيَّة حافة الكون على بُعد 13.7 مليار سنة ضوئيّة |
| Kendi galaksimizin merkezi Dünya'ya yaklaşık 30 bin ışıkyılı uzaklıkta. | Open Subtitles | مركز مجرتنا على بُعد 30 ألاف سنة ضوئية من الأرض |
| Bir blok ötede, yaya haldeler, gelen gideni rahatça görebiliyorlar. | Open Subtitles | بدون سيارات على بُعد مبنيين يُراقبان من يدخل و يخرج |
| Ama şu yönde aşağı yukarı üç kilometre ötede duman gördüm. | Open Subtitles | لكنّي رأيت دخان على بُعد 3 كلم من هنا بهذا الإتّجاه. |
| Bugün bilgisayar kavramına yeni bir boyut katıldı. | Open Subtitles | اليوم بُعد جديد أُضيفَ إلى مفهومِ الكمبيوتر |
| Çalışma odasından bir şeyi kaydetmek istiyorlarsa uzaktan çalıştırıyorlar sonra da gelip alıyorlardır. | Open Subtitles | إنهم يُفعّلونها عن بُعد عندما يُريدون تسجيل شيء من المكتب ثم يأتون ويأخذونه |
| Davanız esrarlı yeni bir boyuta girdi. | Open Subtitles | قضيتك دخلت للتو بُعد جديد بالكامل من الغرابة |
| Beyler, fuarım için çok büyük bir yıldızla anlaşmama çok az kaldı. | Open Subtitles | أيها السادة، أنا على بُعد خطوة واحدة من توفير ضيفٌ ضخم لمؤتمري |
| Hedef 150 metreden daha yakın mesafede önünüzde. Önümüzde araba falan yok, Chloe. | Open Subtitles | أنت تقترب الهدف على بُعد أقل من 50 قدم أمامك |
| Burada bir ayna var ve şu mesafe de 4 km. | Open Subtitles | مرايا هنا, وعلى بُعد 4 كيلومترات من هذا الإتّجاه. |
| Birinci boyutta önemli olan kendine dürüst olmaktı. | TED | حيث، على بُعد واحد الأمر مرتبط بالصدق مع النفس. |
| Bu karakteri ve kişiliğini tamamladığını düşünebileceğiniz pek çok şey var, bu yüzden süper kahraman sadece bir veya iki boyutlu değil. | TED | هناك الكثير من الأشياء التي يمكنك التفكير بها يدور حول الشخصية، لكي لا يكون لدى البطل الخارق بُعد واحد أو اثنين فقط. |
| Tabii ki robotun beyni uzak sunucuda çalışıyor. | TED | وبالطبع دماغ الروبوت يتم التحكّم به عن بُعد من خلال حاسوب. |
| Zenginin kokusunu 1 kilometre öteden alır. | Open Subtitles | .إنها تشتمّ رائحة الرجل الثريّ من بُعد ميل أين ربّان السفينة ذاك الآن؟ |
| Hayır, evden yaklaşık 400 metre uzaklıktaki demiryolu hattındayım. | Open Subtitles | لا أنا علي شريط قطار سكه حديدية علي بُعد حوالي رُبع ميل من المنزل |