| Tüm liman neticede her türlü mutluluğu hak ediyordu. | Open Subtitles | الميناء بإكمَلِهِ كان جديراً بِكُل لحظة من السعادة. |
| Bu yüzden her hareketi özenle planlıyoruz, özellikle su numaralarını... | Open Subtitles | لهذا السبب جميع أفعالُنا بِكُل حَذر تُلقي بعيداً.. |
| Size bildiğim her şeyi anlattım, yemin ederim. | Open Subtitles | أُقسِم لك بأنني أخبرتُك بِكُل شيئًا أعرفه |
| Bir bilgisayar kâinatın her yanını nasıl olurda simüle edebilir? | Open Subtitles | لكن كيف يُمكن لكمبيوتر التلاعُبَ بِكُل مظهرٍ للكون؟ |
| her yönüyle size benziyor. | Open Subtitles | إنهَا فَخامتُك في إئِتمَانِك بِكُل حَال |
| Bütün Şangay biliyor. Akıl hastanesinde olan biten her şeyi bilirim. | Open Subtitles | كُل من فى "شنغهاى" يعرف أننىّ على درايه كامِله بِكُل الموجودين فى المِصحه النفسيّه والعقليه. |
| her filmde, her karikatür kitabında böyledir. | Open Subtitles | إنه بِكُل فيلم ، بِكُل كتاب مصور، |
| Köri kokusu, her yerde! | Open Subtitles | رائحة الكَاري بِكُل مكان. |