"تأتِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • gelmedin
        
    • gelmedi
        
    • gelip
        
    • gelmezsen
        
    • gelme
        
    • gelmiyor
        
    • gelmediğini
        
    • gelmiş
        
    • gelmiyorsun
        
    • gelmemiş
        
    • gelmeyin
        
    • gelmediniz
        
    • gelmezse
        
    Buraya tıbbi ekibini kontrol etmeye gelmedin. Open Subtitles لم تأتِ إلى هنا للإطمئنان على فريقك الطبي
    Lütfen. Buraya alışveriş yapmak için gelmedin. Open Subtitles أرجوك ، من الواضح أنك لم تأتِ هنا للتسوّق
    - Eminim akşam yemekte konuşursunuz ama buraya korktuğu için gelmedi. Open Subtitles أثناء عشائكما الليلة، ولكنها لم تأتِ إلى هنا لأنها كانت خائفة.
    Aptal kız! Neden gelip bana söylemedi? Open Subtitles لماذا لم تأتِ تلك الفتاة الغبية لتسألني ؟
    Öyle olsun. Ama sen gelmezsen sana şu mektubu getiren kızı götürürüm, bilmiş ol. Open Subtitles حسنا ، و لكنك إن لم تأتِ ، فلربما أتصل بالفتاة التى أرسلت لك الخطاب
    Bir daha evime gelme. Herkesin hayatı kendine. Open Subtitles و لا تأتِ إلى منزلي مجدّدا ليعتنِ كلّ رجل بنفسه
    - Hayır, birkaç gündür gelmiyor. Başı falan mı dertte? Open Subtitles كلاّ، لم تأتِ منذ أيّام، أهي في ورطة ما؟
    Ama tahminime göre buraya bunu konuşmaya gelmedin. Open Subtitles على الرغم من أنني أقترض أنّك لم تأتِ إلى هنا للتحدث عن هذا.
    Beni görmeye hiç gelmedin. Hastanede bile. Neden? Open Subtitles أنت لم تأتِ ابداً لرؤيتي، حتى عندما كنت في المستشفى، لماذا؟
    Sen burada olduğun zamanki gibi değil her şey. Sanki buraya hiç gelmedin gibi. Open Subtitles أنت لا تأتين كثيراً لم تأتِ إلى هنا مـُنذ وقت طويل
    Yüzündeki ifadeye bakılırsa buraya bana gözleme yemek için katılmaya gelmedin. Open Subtitles وبالنظر لوجهك، لم تأتِ لكي تتناول الفطائر المحلاّة معي.
    İlk hafta akşam yemeklerini yaptım ama sen hiç gelmedin. Open Subtitles ،أوّل أسبوع أعددتُ لكَ العشاء لكنّكَ لم تأتِ
    Paige, ben söylüyorum, enerji topu Callaways gelmedi. Open Subtitles أؤكد لكِ يا بايج أن كرة الطاقة لم تأتِ من عند آل كالاوى
    O gezegenler bize gelmedi, biz onlara gittik. Yıldızlara bakın. Open Subtitles الكواكب لم تأتِ إلينا، نحن أتينا إليهم فقط أنظروا إلى النجوم
    Boşuna uğraşma. Burada değil. Hiç buraya gelmedi. Open Subtitles لا تتعبي نفسكِ,انها ليست هنا,لم تأتِ الى هنا أبدا,تعالي
    Niye bu gece ofisime gelip belgeleri imzalamıyorsun? Open Subtitles لم لا تأتِ إلى مكتبي الليلة وتوقّع الأوراق؟
    Düşünüyordum da buraya gelip benimle yaşayabilirsin. Open Subtitles كُنْتُ أُفكّرُ في شيءِ يُمْكِنك أَنْ تأتِ لتعيشي هنا
    Bak, Casey, hemen buraya gelmezsen, en büyük müşterimizi kaybedeceğiz. Open Subtitles إسمع، كايسي، سوف نخسر أهمّ زبائننا إن لم تأتِ إلى هنا.
    Ama şu hapishane saçmalıklarıyla üzerime gelme. Sen o tür biri değilsin. Open Subtitles لكن لا تأتِ لي بهراء السجن هذا لأنك لست بذلك الشخص
    Ama cennetten gelmiyor, hepsi bu. Open Subtitles على الرغم من إنّها لمْ تأتِ من السماء هذه المرّة
    Buraya kurtarma görevlisi olarak gelmediğini ve bütün dünyanın bizim öldüğümüzü sandığını söyle. Open Subtitles تقول بأنّك لم تأتِ هنا بمهمّة إنقاذ ويعتقد العالم بأسره بأنّا متنا
    Özetle, yeni bir isim ile yeni bir başlangıç gelmiş oluyor. Open Subtitles المقصد هو ، أنّه مع الاسم الجديد تأتِ بداية جديدة
    Dinle, eğer başka bir planın yoksa neden bize Şükran Günü yemeğine gelmiyorsun? Open Subtitles إستمع، إن لم يكن لديك أيّ خطط أخرى لم لا تأتِ إلى عشاء عيد الشكر في بيتي؟
    Bunlar da çöp kutusundan gelmemiş. Labratuar testlere devam ediyor. Open Subtitles لمْ تأتِ من القمامة أيضاً، لكن لا زال المُختبر يفحصها.
    Bu kez çok erken gelmeyin. Aynı geç kalmak gibi kabadır. Open Subtitles لا تأتِ باكراً هذه المرّة، فذلك غير مهذّب بقدر الحضور مُتأخّراً.
    Çok hassas bir çocuk ve onu almak için Pazar günü gelmediniz. Open Subtitles إنها فتاة حساسة للغاية و أنت لم تأتِ لتأخذها يوم الأحد
    Başarısız olursa ve yardım gelmezse... Birleşmiş İstihbarat Özel Timi'nin bana verdiği yetkiyle size bunu kullanma izni veriyorum. Open Subtitles لكن إذا فشلتِ في ذلك، إذا لم تأتِ المساعدة فبسلطتي المقدمة من فريق عمل الاستخبارات الموحد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more