| - Toplantı ertelendi. - Çocuklar, hediyelere bakar mısınız? | Open Subtitles | الاجتماع تأجل يا ولد هل ترى كل هذه الهدايا؟ |
| Hey! - Toplantı ertelendi. - Çocuklar, hediyelere bakar mısınız? | Open Subtitles | الاجتماع تأجل يا ولد هل ترى كل هذه الهدايا؟ |
| Daha önce hiç bir roket fırlatılışını gördüğümü hatırlamıyorum, geçen gece bu yüzden izlemeye karar verdim fakat fırlatış ertelendi. | Open Subtitles | لا اتذكر ابداً انني رأيت عملية إطلاق صاروخ و شاهدة المحطة تلك الليلة لإاراه لكنه تأجل |
| Onun mirasını korumak için eğitimini askıya almam gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدت بأنه يجب علي تأجل تدريبك من أجل الحفاظ على إرثه |
| Bence havayollarını arayıp... uçuşunu yarına ertelemen gerekiyor. | Open Subtitles | أعتقد أنك يجب أن تتصل بشركة الرحلات الجوية و تأجل رحلتك إلى الغد |
| Bir gün öncesinde, infaz tarihi yine ertelenmişti. | Open Subtitles | اليوم الذي قبله موعد اعدامه الثاني تأجل أيضا |
| 9da olan kalkışımızın 10'a ertelendiğini söylemekten hoşnudum. | Open Subtitles | لقد تأجل رحيلنا من التاسعة تم تأجيله إلى العاشرة |
| Hayır, araman iyi oldu ama sanırım mahkeme günün ertelendi. | Open Subtitles | كلا، جيد أنك اتصلت لكني أظن أن موعد جلستك قد تأجل |
| Danimarka Sanayi toplantısı ertelendi, yani müsaitsiniz. | Open Subtitles | الاجتماع مع الصناعة الدنماركية تأجل فلا ارى من بأس |
| Davaya geri döndü, şimdi de bu düğün ertelendi. | Open Subtitles | عادت للعمل على القضية، بما أنّ حفل الزفاف قد تأجل. |
| Büyük jüri davası ertelendi çünkü tanık gelmedi. | Open Subtitles | جلسة هيئة المحلفين الكبرى تأجل لأن الشهود لم يظهرو |
| Bu gizemli "Dev" ile ilgili aramalar, Puslu Dağ Milli Parkındaki şiddetli fırtınadan dolayı ertelendi. | Open Subtitles | ولقد تأجل البحث عن "العملاق" الغامض بسبب العواصف الرعدية الشديدة في غابات الجبال |
| Ariel toplantısı Çarşamba'ya ertelendi. | Open Subtitles | تأجل لقاء الأرييل حتى يوم الأربعاء |
| Oha! Toplantı ertelendi. Hiç hoş değil, kanki! | Open Subtitles | ...أريدك أن تكون أخي، بن عرقي هذا اللقاء تأجل |
| Oh, şey... toplantı ertelendi. | Open Subtitles | حسناً... لقد تأجل الأجتماع أنصراف يا عزيزي حسناً |
| Mitsuru'nun sınavı bir yıl ertelendi. | Open Subtitles | . اختبار ميتسورو تأجل لمدة عام |
| "Quinn panikledi. Buluşma ertelendi. Ne zaman belli değil." | Open Subtitles | "كوين" قلق، والإجتماع تأجل ولا نعرف إلى متى |
| Hayır, ama benim gidişim ertelendi. | Open Subtitles | كلا.ولكن ذهابى هو من تأجل. |
| Onun mirasını korumak için eğitimini askıya almam gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدت بأنه يجب علي تأجل تدريبك من أجل الحفاظ على إرثه |
| Yemek askıya alındı şimdilik. | Open Subtitles | تأجل العشاء، إذا جاز التعبير |
| - Bundaki hakkını bile ertelemen gerekecek. | Open Subtitles | سيتوجب تأجل أكل هذا حتى لماذا؟ |
| Garrett'ın beklenen infaz tarihi ertelenmişti, değil mi? | Open Subtitles | موعد اعدام غاريت القريب قد تأجل صحيح؟ |
| Gazeteye akademi sınıfının bazı sebeplerden dolayı ertelendiğini söyle. | Open Subtitles | أخبر الصحفي أن التعليم الأكاديمي قد تأجل لسبب ما |