"تؤجل" - Translation from Arabic to Turkish

    • erteliyorsun
        
    • ertelemek
        
    • ertelemen
        
    • ertelemenizi
        
    • ertelemeliyiz
        
    • ertelenmeyecek
        
    • ertelenmiştir
        
    İyi denemydi, aptal. Sadece kaçınılmazı erteliyorsun. Open Subtitles محاولة جميلة أيها اللعين لكنك تؤجل المحتوم فقط
    Karar senin kararın, ancak...sanırım sen sadece kaçınılmaz olanı erteliyorsun. Open Subtitles أعتقد أن القرار يعود إليك ولكني أراك تؤجل ما هو محتوم.
    Bu yüzden bana güven, birbirinizi tanımayı mümkün olduğunca ertelemek isteyeceksindir. Open Subtitles لذا صدقنى، أنت تريد أن تؤجل معرفة أى شئ عن بعضكما البعص لأطول فترة ممكنة
    Biliyorum, üzgünüm ama bunu ertelemek zorundasın. Open Subtitles أعرف ذلك, و أنا متأسف, لكن يجب أن تؤجل ذلك
    O yüzden, onu bulana kadar duruşma tarihini ertelemen için sana ulaşmaya çalıştık. Open Subtitles لهذا حاولنا أن نجعلك تؤجل موعد الجلسة حتى نتمكن من إيجاده
    En azından açılış partisini ertelemenizi tavsiye ediyorum, en azından bir isim bulana kadar. Open Subtitles أنا أود أن أقترح أن تؤجل حفلة الغداء على الأاقل حتى نحصل على اسمها
    Beni dinlemiyorsun. Çekimleri ertelemeliyiz. Open Subtitles أنت لا تصغي عليك أن تؤجل التصوير
    Yine de bu maç ertelenmeyecek. Open Subtitles هذه المباراة لن تؤجل
    -Bu işi neredeyse üç aydır erteliyorsun. Open Subtitles لقد كنت تؤجل الأمر لثلاثة شهور الآن
    Para meselesini erteliyorsun ve beni oyalıyorsun. Open Subtitles أنت تؤجل مواضيع النقود وتقوم بخداعي
    Çaresizliğini erteliyorsun. Open Subtitles أنت تؤجل المحتوم
    Seni temin ederim ki Stark, sen sadece kaçınılmaz olanı erteliyorsun. Open Subtitles أؤكد لك يا (ستارك)، أنت فقط تؤجل الأمر المحتوم
    Kaçınılmaz olanı erteliyorsun. Neden? Open Subtitles تؤجل الأمر الحتمي , لماذا ؟
    Fakat sen yalnızca kaçınılmazı erteliyorsun. Open Subtitles ولكنك تؤجل ما سيتوجب فعله
    Tavsiyem, bunu ertelemek ya da hedef olmayacak birini göndermek. Open Subtitles نصيحتي هي أن تؤجل الزيارة أو أن ترسل أحدا يكون أقل من هدف ذي قيمة
    Lanet casusu bulmak için Keystone'a olan yolculuğunu ertelemek yerine gelip büyük çocuklarla oynamak istedin değil mi? Open Subtitles فبدلاً من أن تؤجل رحلتكَ إلى "كيستون" لتكتشف من هو الجاسوس أردتَ أن تذهب لتلعب
    Töreni ertelemek zorunda olduğunu söylemeye geldim. Open Subtitles -إنّي هنا لأخبركَ أنّكَ يجب أن تؤجل الشعائر .
    Hildy, senden tüm istediğim bunu 24 saat ertelemen. Open Subtitles هيلدي)، كل ما أطلبه منك) هو أن تؤجل الأمر لـ24 ساعة
    Aslında, test atışını ertelemenizi istiyorum. Open Subtitles أريدك أن تؤجل تجربة التشغيل.
    Dinlemiyorsun, çekimleri ertelemeliyiz. Projeyi durdur, bu akşam denize açılamayız. Open Subtitles أنت لا تستمع لى يجب أن تؤجل التصوير
    Yine de bu maç ertelenmeyecek. Open Subtitles هذه المباراة لن تؤجل
    Aşırı sıcaklar nedeniyle duruşma yarın sabah ona ertelenmiştir. Open Subtitles بسبب الحرارة المفرطة سوف تؤجل الجلسة إلى العاشرة من صباح الغد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more