| Oldu. Beni dinle tamam mı? Tom geç kaldığını düşünecek ama... | Open Subtitles | توم يعتقد انك تاخرت كيف تمكنتم من فتح البوابة بدون مفتاح؟ |
| Çok geç Sör William. Santiago bütün adamlarıyla birlikte 10 gün önce yakalandı. | Open Subtitles | تاخرت كثيرا سيد وليام لقد تم القاء القبض على سنتياغو و كل رجاله منذ 10 ايام |
| Özür dilerim, geç geldim. Bize para kazanmakla meşguldüm. | Open Subtitles | انا أسف لأننى تاخرت, ولكننى كنت مشغول بالعمل, حسناً |
| Üzgünüm geciktim ama Limbassi'de işlerim çıktı. | Open Subtitles | اسف لقد تاخرت ولكن شيئ واكثر ابقاني في ليمبسي |
| - Affedersiniz, geciktim. - Hiç de değil. Bakalım neler getirdin. | Open Subtitles | .اسفه لقد تاخرت . على الاطلاق.دعينا نرى على ماذا حصلتى |
| İki ay geciktin... Dikkatli ol yukarıda tanıdıklarım var | Open Subtitles | لقد تاخرت شهران احترس ، انا عندي ارتباطات مع |
| Geciktiğim için üzgünüm. Bangkok'un trafiği Piccadilly'den kötü. | Open Subtitles | آسف أَنا تاخرت مرور بانكوك أسوأ مِنْ بيكاديللي |
| Bugün çok geç kaldım. Trafiği anlatsam inanmazsın. | Open Subtitles | لقد تاخرت لانى لم اعتقد ان المرور هكذا اليوم |
| Evet, arayacaktım ama çok geç olmuştu. Uyanık olacağınızı düşünmedim. Tabii ki uyanıktık! | Open Subtitles | كنت ساتصل لقد تاخرت لم اظن انكم مستيقظون |
| - Düşman etkisiz hale getirildi. 20 saniye geç kaldın. | Open Subtitles | لا تشغل بالك بهم ، لقد توليت امرهم ، لقد تاخرت بضع ثوان |
| - Bir haftadır geç kalıyorsun. | Open Subtitles | المشكلة ليست في السيارة فقط لقد تاخرت يوميا هذا الأسبوع |
| Üzgünüm, geç kaldım. Babanın bir randevusu vardı. Çikolata isteyen? | Open Subtitles | اسف لانني تاخرت حيث كان لدي موعد ايرغب احدكم في بعض الشيكولاته؟ |
| Birşeyler yap yoksa geç kalacağız. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ تفعل شى . لقد تاخرت عن المباراة. |
| Yardım maçı için yer alacağım, ama geç kalacağım. | Open Subtitles | بهذا المساء يجب مساعدة الفريق وانا تاخرت عن المباراة. |
| Kusura bakma, araba uğraştırdı biraz ondan geç kaldım. | Open Subtitles | اسف لقد كانت هناك مشاكل مع السيارة لهذا تاخرت |
| Korkarım size yalnızca on dakika ayırabilirim. Fazlasıyla geç kaldınız. | Open Subtitles | أخشى اننى ساعجل من موعدك لقد تاخرت كثيرا |
| Pardon. Şu an vaktim yok. Bir toplantıya geciktim. | Open Subtitles | اسفه ليس لدي وقت لذلك لقد تاخرت علي اجتماع |
| Tekrar yap. Hey, çocuklar üzgünüm geciktim. | Open Subtitles | أهلا يا جماعة، آسف لأنني تاخرت ماذا يجري؟ |
| Kusura bakmayın, geciktim. Lanet kilisenin yerini bulamadım. | Open Subtitles | اسف لقد تاخرت نسيت اين تقع الكنيسة اللعينه |
| - Çok geciktin, bahisler kapandı çömez. | Open Subtitles | - لقد تاخرت ايها الصغير, باب الرهان اغلق |
| Sarah? Geciktiğim için üzgünüm. Ofiste takılıp kaldım. | Open Subtitles | سارة سارة لقد تاخرت جدا لقد انشغلت في المكتب |
| - Çok uzun sürdü! Sıkıntıdan ölecektim! | Open Subtitles | لقد تاخرت هل تعلم كم هو ممل هذا المكان |