| İkinizin yıllardır bir tedavi üzerinde çalıştığınızı biliyorum, ama şimdi bozulmuş DNA'sı olan başka biri daha var. | Open Subtitles | أعرف أنكما تعملان على علاج من سنوات يا رفاق لكن الآن هناك شخص آخر بحمض نووي تالف |
| Beynim, bozulmuş bir dosya sistemine sahip bir bilgisayar gibi. | Open Subtitles | عقلي، إنّه مثل حاسوب مع نظام ملفات تالف. |
| Bana hasarlı bir şeymişim gibi davranması için bahanesi kalmazdı o zaman. | Open Subtitles | ليستْ في حاجة إلى عذر آخر كي تعاملني كشيء تالف |
| Hadi benim beynim hasarlı, senin bütün yapman gereken ise yemek yemek. | Open Subtitles | ان عقلي تالف. لكن كل ماعليك فعله هو ان تأكلي شيئاً |
| Bana da beynimde hasar olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أجل, لقد أخبرني أنه من الممكن أن أكون تالف الدماغ جزئياً |
| Telefonunun sinyalinden bulmaya çalıştım ama cep telefonu ya bozuk ya da kapalı. | Open Subtitles | و قد حاول مكتبنا تحديد موقعها بتتبع إشارة الهاتف لكنه إما مغلق أو تالف |
| Henry Waynesgaard'ın tırnaklarındaki DNA'lar bozulmuş. | Open Subtitles | الحمض النووي أسفل أظافر هنرى واينسجارد كان تالف |
| O mu? Bir tür aksaklık var. Video bozulmuş. | Open Subtitles | حدث بها خلل ما وأصبح الفيديو تالف |
| Gabe'de bozulmuş DNA var. | Open Subtitles | لدى (جيب)حمض نووي تالف |
| Dosya bozulmuş. | Open Subtitles | فالملفّ تالف. |
| Bu bozulmuş. | Open Subtitles | إنّه تالف. |
| - Sistem zaten bozulmuş. | Open Subtitles | -النظام تالف |
| hasarlı bir siniri yeniden bağladığında onu iyileştiren sen misin yoksa beden mi? | Open Subtitles | عندما تعيد ربط عصب تالف هل أنت من يشفيه بالكامل أو الجسد هو الذي يفعل ذلك؟ |
| Sana beynim hasarlı gibi mi görünüyorum? | Open Subtitles | ؟ هل ابدو كدماغ تالف ؟ ؟ |
| - Hayır. hasarlı başka bir mezar taşı daha vardı, soyadı yazmıyordu. | Open Subtitles | هنالك قبر تالف, بلا اسم عليه |
| Bu bir blog. Adı "Oldukça hasarlı". | Open Subtitles | إنها مدونة تدعى "تالف قليلاً" |
| Caleb kadar değil ama hasarlı. | Open Subtitles | "ليس بقدر (كايلب) ، ولكنه "تالف |
| ...ancak içerik, onarılamayacak derecede hasar görmüş. | Open Subtitles | لكن المحتوى تالف وغير قابل للإصلاح |
| Ya mayın yangından hasar görüp etkisiz hale gelmiştir... | Open Subtitles | - و إما أن اللغم تالف تماما بفعل الحريق ... فذلك جيدا |
| Sanırım karaciğerlerimde hasar var | Open Subtitles | لأنى على الأرجح لدى كبد تالف |
| Evet, sana söylemeyi unuttum. Hata mesajı geldi ... bozuk dosyayla ilgili bir şey. | Open Subtitles | أجل، نسيت أن أخبرك تلقّينا رسالة عن خطأ ما عن ملف تالف |
| Ya da paranoyamın bozuk bir ürünü. | Open Subtitles | أو من نسج تالف من بلدي جنون العظمة. |