| En işi şansımız hareket detektörünü etkisiz hale getirip tüm sokak buhar olmadan patlama engelleme aracına koymak. | Open Subtitles | أفضل طريقة هي إبطال عمل مستشعر الحركة ونأخذها من هذا الموقع إلى مكان ما لنحتوي الإنفجار قبل ان يتم تبخير الكتلة |
| buhar tutamayacağımı söylüyorsun, asmamı eleştiriyorsun, hediye torbalarını da koyamayacak mıyım? | Open Subtitles | اولاً قلتِ لى اننى لا استطيع تبخير الملابس ثم قمتى بإنتقاد طريقتى فى تعليق الملابس |
| Warren her yeri dezenfekte etti. | Open Subtitles | وجب على "وارين" تبخير المكان من الآفات. |
| Hasta dezenfekte edildi. | Open Subtitles | تبخير المريض. |
| Ve şunu iki buharlaştırıcı, ve bir de pasaportuma noter onayı yapalım. | Open Subtitles | وجهازين تبخير وأريد نسخة موثقة من جواز سفري |
| Evet, John bu buharlaştırıcı eşitleyici. | Open Subtitles | حسناً جون ...هذا عبارة عن تبخير متوازن |
| Buharı tüten bir bardak kahveyle tuvalete giriyor. | Open Subtitles | يمشي في الحمام مع فنجان من القهوة تبخير. وبعد ثوان، |
| Kemirgenler üzerinde buhar etkisini deniyorduk. | Open Subtitles | حاولنا تبخير الانبعاث باستخدام المواد القارضة . |
| buhar üreten hayvan ve bitki atıkları yığını. | TED | تبخير أكوام الدبال |
| - Çünkü oda buhar olacak. | Open Subtitles | - لأن هذا المكان سوف تبخير! |
| - dezenfekte edicem. | Open Subtitles | - تبخير. |
| Dumanı tüten boklar. | Open Subtitles | مان 3 : لقد كان سخيف تبخير. فطائر على البخار. |
| bence, insanların üzerine bir çöp boşaltacaksan, buharı tüten, pis kokan, bir çöpü mesela | Open Subtitles | أعني ، إذا كنت ستعمل على تفريغ الناس هذا النوع من تبخير ، كريه الرائحة ، |