| Suya girmediyseniz saatiniz nasıl ıslandı? | Open Subtitles | إذا لم تذهبي للماء كيف تبللت ساعتك؟ |
| Bu gerçek bir bilet. Sadece ıslandı, hepsi bu. | Open Subtitles | -هذه تذكرة حقيقية و لكنها تبللت هذا كل شيء |
| Otobüse giderken yağmur daha da hızlandı doğal olarak sırılsıklam oldum. | Open Subtitles | وفي طريقي إلى مكان توقف الباص بدأت تمطر بغزارة أكثر و تبللت بالطبع |
| Neyse hallettik. Ama sırılsıklam oldum. | Open Subtitles | أخيرناً إنتهينا لقد تبللت كثيراً |
| Evet. şey, efendim, yemekler biraz ıslak. | Open Subtitles | نعم،سيدى،تقريباً ما يمكننا قوله وجبات العشاء تبللت |
| Selam beyler, arındırma duşundan çıktım, saçlarım biraz ıslak. | Open Subtitles | يا رفاق، تبللت قليلاً من حمام إزالة التلوث |
| Zaten ıslandım, gideyim ben. | Open Subtitles | لقد تبللت كثيرا لكني ساغادر الان |
| Islanmış olsalardı, çivit mavisi beyaz çoraplarınızı boyardı. | Open Subtitles | لو تبللت فإن صبغة اللون النيلي كانت لتقطر على جواربكِ البيضاء |
| Bırak dansı. Pizzam ıslandı. | Open Subtitles | فليذهب الرقص للجحيم، البيتزا تبللت! |
| Halı tamamen ıslandı. | Open Subtitles | والسجادة كلها تبللت |
| Rahat dur. Üstüm başım ıslandı. | Open Subtitles | توقفا لقد تبللت |
| Hay Allah, kolum ıslandı. | Open Subtitles | حسنا، تبللت ذراعي هنا |
| Ancak, asıl ender görülen ki gerçekten neredeyse inanılmaz bir şey giysilerimiz, yani denizde sırılsıklam oldukları halde yine de canlı ve parlak. | Open Subtitles | لكن ندرة ما في الأمر و هذا يكاد يكون غير معقول تقريباً هي أن ثيابنا التي بالرغم من أنها تبللت من البحر هي الآن نظيفة كما كانت عندما ارتديناها للمرة الأولى في أفريقيا |
| sırılsıklam olmuştum, hatırladın mı? | Open Subtitles | لقد تبللت يومها، أتذكُر؟ |
| Bu bir lanet, sırılsıklam ıslandım. | Open Subtitles | هذا سئ لقد تبللت |
| Özür dilerim, çoraplarım yağmurda sırılsıklam oldu. | Open Subtitles | آسف، فجواربي تبللت من المطر |
| Ben tüm ıslak var kadar. | Open Subtitles | إلى حين أنني تبللت |
| Öyle ıslak ki... kahretsin. | Open Subtitles | اللعنة، لقد تبللت بالكامل |
| Zaten ıslandım, gideyim ben. | Open Subtitles | لقد تبللت كثيرا لكني ساغادر الان |
| Islanmış gibi duruyor. | Open Subtitles | يبدو أنها تبللت |
| Nasıl bu kadar ıslandın? | Open Subtitles | كيف تبللت هكذا؟ |
| Sahilde çoraplarım ıslanınca soğuk almış olmalıyım. | Open Subtitles | لابُد أني تعرضت للبرد حينما تبللت جواربي على الشاطئ |