| Eczacılık endüstrisinden bahsediyorum. Doktorlara ne söylendiğini onlar kontrol ediyor. | Open Subtitles | أتحدّث عن الصناعة الدوائية التي تتحكّم بفعالية بما يُـقال للأطباء. |
| Kalbin temposunu bir demet sinir kontrol ediyor. | Open Subtitles | لديه مجموعة من الأعصاب تتحكّم في سرعة قلبه |
| Artık biliyoruz ki, süper kütleli karadelikler ve kusarlar galaksileri kontrol ediyor ve onları yaratıyorlar. | Open Subtitles | نعلم الآن أنّ الثقوب السوداء الضخمة والكوازارات التي تولّدها تتحكّم بالمجرّات |
| Burası uykuyu düzenlemenin yanında beynin motor işlevlerini kontrol eden beyin korteksine aktarımı da sağlar. | Open Subtitles | الذي لا ينظّم النوم وحسب، بل كنائب لقشرة المخّ أيضاً، التي تتحكّم أيضاً بوظائف الحركة. |
| Beynin o bölgesi uyarı ve yasakları kontrol eder. | Open Subtitles | هذه المنطقة من الدماغ تتحكّم في الرغبات و العاطفة |
| Seyahatini kontrol etmeye başladığında korkuların dinecek. | Open Subtitles | حالما تتحكّم بالرحلة سيتوقّف الخوف |
| Öncelikle burada vermek istediğimiz mesaj bundan böyle başka güçlerin zihnimizi kontrol etmesine izin vermeyeceğimiz. | Open Subtitles | مانقوله هنا، لن ندع بعد الآن القوة تتحكّم بعقولنا. |
| Ama o bölge hafızayı kontrol ediyor. Pek de tesadüf değil. | Open Subtitles | لكنّها بالمنطقة التي تتحكّم بالذاكرة لا يبدو أنّها مصادفة |
| Hançeri kontrol ediyor olabilirsin ama uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | صحيح أنّك تتحكّم بالخنجر الآن لكنّك لن تبقى كذلك دائماً |
| kontrol ediyor hepsini. Babanı bulalım şimdi. | Open Subtitles | إنّها تتحكّم فيهم، لنبحث عن أبيك |
| Gizli mekanizmalar bu doğa olayını kontrol ediyor. | Open Subtitles | ...الآلية الخفيّة التي تتحكّم بهذه الظواهر |
| Seni kontrol ediyor, ve sonunda seni bitirecek. | Open Subtitles | إنها تتحكّم بكَ، وستؤدي لهلاككَ. |
| Bunu yapsam bile, uçakları Thorn kontrol ediyor. | Open Subtitles | حتى لو فعلنا، فـ(ثورن) تتحكّم بالطائرات. |
| Acıdan kalp atışına kadar kontrol eden bütün sinirlere baskı yapar. | Open Subtitles | التي تتحكّم بكلّ شيء من ألم الأسنان إلى سرعة القلب |
| Zihnimi kontrol eden kişinin sen olmadığını nereden bileceğim? Belki de bu saçma aile hikayesine beni sen inandırdın. | Open Subtitles | لذا ما أدراني أنّك لا تتحكّم بعقلي لتقنعني بهذا التاريخ الأسريّ الخرِب. |
| Beynin derinliklerinde mesela şeyleri destekleyen kasları kontrol eden bir bölgede- | Open Subtitles | مكانٍ عميقٍ جداً في الدماغ كالمنطقةِ الدماغية التي تتحكّم بالعضلاتِ الداعمةِ لـ... |
| Sonuç olarak uydularla ile ilgili her şeyi kontrol eder. Hatta hayatta kalış ve yok oluşlarını dahi. | Open Subtitles | في النهاية، تتحكّم بكل ما يخصّ الأقمار |
| Bu kanunlar herşeyi kontrol eder. | Open Subtitles | هذه القوانين تتحكّم بكلّ شيء |
| Seyahati kontrol etmeye başladığında, korku bitecek. | Open Subtitles | عندما تتحكّم برحلتك سيتوقّف الخوف |
| Hayır, olayları kontrol etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | لا، هي كانت تحاول أن تتحكّم في الوضع |
| Öyle yapıyor çünkü seni kontrol etmesine izin veriyorsun. Hep öyle yapıyorsun. Ben sadece ona karşı koymayı öğretmek için buradayım. | Open Subtitles | لأنّكَ دائماً ما تجعلها تتحكّم بكَ، وسأعلّمكَ الآن كيفيّة مقاومتها. |
| Beni kontrol etmesine müsaade ettiğim için çok özür dilerim. | Open Subtitles | وأنا آسف جدّاً على تركها تتحكّم بي |