| Şimdi, Neden bu böyle oluyor? Neden eşitsizlik artıyor? | TED | و الآن، ماذا يحدث لنا، لماذا تتصاعد هذه اللا مساواة؟ |
| Beden sıcaklığı artıyor. Anormal enerji ölçümleri gösteriyor. | Open Subtitles | حرارة جسده تتصاعد وهناك قراءات غريبة للطاقة |
| Solunum 18, ve nabzı da 88... artıyor da. | Open Subtitles | ,معدل تنفسها 18 .وضربات قلبها 88, انها تتصاعد |
| Özgür kıvraklık, hızlı ve süslü, yaratıcılık kıvılcımları yükseliyor: ateş. | TED | رشاقة غير محصورة، سريعة وبارعة، وشرارات الإبداع تتصاعد: وهي النار. |
| Tansiyon iyice yükseliyor ve askerler iki ülkenin sınırlarında birikiyorlar. | Open Subtitles | التوتّرات تتصاعد عاليا . والقوات تحتشد على الحدود بين البلدين |
| İşler kızışıyor ve bunun nasıl sonuçlanacağını biliyorum. | Open Subtitles | الأمور أصبحت تتصاعد وأعلم كيف سينتهي هذا |
| Bu çılgınlık devam ettikçe, kabarcıklar yükselir. | Open Subtitles | وبينما يستمر هذا الجنون، تتصاعد فقاعات الهواء علي شكل جدران. |
| Bu zaman vahşi topraklarda yaşamak için kötü bir zamandır. Soğuk rüzgarlar artıyor. | Open Subtitles | هذه أوقات سيئة لتعيش وحدك في البرية رياح البرد تتصاعد.. |
| bitmeyen şiddet dolu saatlerden sonra, yaralanma ve yıkım gittikçe artıyor, | Open Subtitles | بعد ساعات مما يظهر أنه عنف لا ينتهي إصابات جرحى الدمار تتصاعد |
| Suçlar artıyor, insanlar yaralanıyor ve neredeyse tüm dosyalarla ilgili e-mailler açığa çıkıyor. | Open Subtitles | جرائم العنف تتصاعد ، و الناس تتعرض للأذى و رسائل البريد الإلكتروني المسربة مرتبطة بكل الحالات تقريباً |
| İsrail Başbakanının bu ayın ilerleyen günlerinde meclise yönelik konuşma yapacağının duyurulmasının ardından, protestocuların bazılarının New York City'deki BM binasının önünde toplanmasıyla tansiyon giderek artıyor. | Open Subtitles | قارئ: التوترات تتصاعد كما بعض المتظاهرين قد بدأت بالفعل جمع هنا في مدينة نيويورك |
| Neden mi? Çünkü gelişmiş dünyadaki sağlık hizmeti, [gelişmiş] dünyadaki sağlık harcamaları, çığ gibi artıyor ve bu harcamaların büyük bir kısmı insan kaynaklarına ait. | TED | لم ذلك؟ حسنا، في جزء منه، لأن الرعاية الصحية في العالم المتقدم، تكاليف الرعاية الصحية في العالم المتقدم، تتصاعد بسرعة وتخرج من السيطرة، وجزء ضخم من هذه التكاليف هي تكاليف الموارد البشرية. |
| Kalp atışı 140 ve artıyor. | Open Subtitles | ضربات القلب عند 140 و هي تتصاعد |
| İşimi iyi yaptığım için duyum oranları giderek artıyor. | Open Subtitles | مؤشرات الصعود تتصاعد و الشُكرُ لمجهودي. |
| Issiz bir yerde bir basina yasanacak zaman degil. Soguk rüzgârlar yükseliyor. | Open Subtitles | هذه أوقات سيئة لتعيش وحدك في البرية رياح البرد تتصاعد.. |
| İmparatorluğun geleceği hakkında fısıltılar var ve gün geçtikçe sesleri yükseliyor. | Open Subtitles | همسات حول مستقبل الرايخ وقيادتها تتصاعد يوماً بعد يوم |
| Harry, bir 8.6 var ve gittikçe yükseliyor. Büyük bir şey geliyor. Bakın. | Open Subtitles | لديّ يا (هاري) قراءة 8.6 و تتصاعد شئ ما ضخم قادم |
| Takım, işler kızışıyor. Hazır olun. | Open Subtitles | - ايها الفريق , الأوضاع تتصاعد , تأهبو |
| O zaman Max, lütfen. Olaylar çok çabuk kızışıyor. | Open Subtitles | إذًا يا (ماكس) من فضلك، الأمور تتصاعد بسرعة. |
| Bir çamur bulutu yükselir. | Open Subtitles | غيمة من الوحل تتصاعد. |
| Tamam. Hiç bilinmez evlat. Bu işler bazen ilerleyebilir. | Open Subtitles | حسنا، أنت لا تعلم، بني تلك الأشياء, أحيانا يمكن أن تتصاعد |
| Çatışmayı öngörmek ve kızışmadan müdahale etmek daha kolaydı. | TED | سَهَّل ذلك عملية كشف الصراعات والتدخل قبل أن تتصاعد. |