| Bir yumruktan yada tekmeden daha hızlı olmayı öğrenmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تتعلم أن تكون أسرع من أي لكمة أو ركلة |
| Bak, kombinasyonlar konusunda harikasın ama yağmur silecekleri gibi köşeden köşeye gitmeyi de öğrenmelisin. | Open Subtitles | أنت عظيم فى المنافسات ولكن يجب ان تتعلم أن تتحرك جبناً بجنب |
| Bunlardan benim kadar okuduğun zaman, satır aralarını okumayı öğreniyorsun. | Open Subtitles | عندما تقرأ الكثير مثل هذه السر الذاتية تتعلم أن تقراً بين الأسطر |
| Göreviniz, sır tutmanızı ve güvenmemeyi gerektiriyorsa insanları yakınınızda tutmayı öğrenirsiniz. | Open Subtitles | عندما تتطلب وظيفتك ان تخفي الأسرار وتخون الثقة فأنت تتعلم أن تبقي الناس بعيدين عنك |
| Mahkememe saygı göstermeyi öğreneceksin küçük velet. | Open Subtitles | سوف تتعلم أن تحترم المحكمة ايها الولد الصغير. |
| Yazar olduğunuzda herkesin bir hikayesi olduğunu öğreniyorsunuz. | Open Subtitles | ككاتب, أنت تتعلم أن كل شخص تقابله لديه قصة |
| El yazınıza güvenmeyi öğrenmelisiniz. Bu hayatınızın önemli bir kısmı haline geliyor. | Open Subtitles | يجب أن تتعلم أن تثق بخط يدك سيصبح جزءاً هاماً من حياتك |
| El yazına güvenmeyi öğrenmelisin. Bu hayatın için önemli bir kısım. | Open Subtitles | يجب أن تتعلم أن تثق بخط يدك سيصبح جزءاً هاماً من حياتك |
| Walter, insanlara güvenmeyi öğrenmelisin, yoksa düş kırıklığı ile büyüyeceksin. | Open Subtitles | والتر يجب أن تتعلم أن تثق بالناس وإلا سوف تنشأ قاسى ومحبط |
| Ama bu tür davranışın sonuçları olduğunu öğrenmelisin. | Open Subtitles | لكن عليك أن تتعلم أن هناك نتائج لما تفعل ولأسلوبك في العمل |
| Kendi işinle ilgilenmeyi öğrenmelisin. | Open Subtitles | حقا أنت تحتاج أن تتعلم أن تهتم بما يعنيك. |
| Hayatın senden ne zaman daha büyük olduğunu fark etmeyi öğrenmelisin. Sen savaşçı değilsin. | Open Subtitles | عليك أن تتعلم أن تميّز عندما يكون الأمر أكبر من مقدرتك |
| Deodorant kullanmayı öğrenmelisin. | Open Subtitles | حسنًا ، يجب أن تتعلم أن تستخدم مزيل عرق. |
| Ebeveynlikle gelen sorumlulukları kabullenmeyi öğreniyorsun. | Open Subtitles | تتعلم أن تتقبل مسؤولياتك التي تأتي مع الأبوه |
| Birçok insanın ölümünü gördüm. Biliyorsun ve... Buna hiç alışamıyorsun ama nasıl başa çıkacağını öğreniyorsun. | Open Subtitles | لقد رأيت الكثير من الناس وهم يموتون وأنت لا تعتاد عليه مطلقًا ولكن تتعلم أن تتماشى معه |
| Yeterince uzun süre ajanlık yaptıysanız imdat çağrılarının pek de umulduğu gibi işlemediğini öğrenirsiniz. | Open Subtitles | اعمل بما فيه الكفاية كجاسوس و تتعلم أن اتصالات الاستغاثة ليست دائما تعمل بالضبط كما تخطط |
| Gizli bir ajan olarak, kilitli her kapının, sizi, aradığınız bilgiye götürmeyeceğini öğrenirsiniz. | Open Subtitles | "كعميل سري متخفي" "تتعلم أن ليس كل باب مغلق" "يوصلك الى السر الذي تبحث عنه" |
| Bir gün, hiç rüya görmemeyi öğreneceksin. Eşyalarını kap. | Open Subtitles | يوما ما سوف تتعلم أن لا تحلم أبدا أحضر أغراضك |
| Bu sırada, muhteşem olmayı da öğreneceksin. | Open Subtitles | في الوقت المناسب, عليك أن تتعلم أن تكون بالامتنان. |
| Bir gazeteci olarak her hikayenin zıt bakış açıları olduğunu öğreniyorsunuz kendi fikrinizi buna dahil etmeden hepsini anlamaya çabalarsınız fakat bu hikayede bir şeyler vardı ve ona giden yol kapalıydı. | Open Subtitles | كصحفي تتعلم أن لكل قصة وجهات نظر متضاربة. تحاول فهمها كلّها دون السماح لوجهة نظرك بالتدخل. لكن كان هناك شيء بخصوص هذه القصة وطريقة التعتيم عليها. |
| Münakaşa etmeli, izah etmeli ve büyünüzü icra etmeli benim gibi mütemadiyen eleştiri, muhalefet ve tenkit altında yaşamayı öğrenmelisiniz. | Open Subtitles | يجب أن تُجادل وتنشر و تُمارس سحركَ، ويجب أن تتعلم أن تعيش كما أعيش، فى مواجهة الأنتقادات المستمرة، المعارض واللائم. |