| O herkesle flört ediyordu, o da adamın kapıya dönük olduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | كانت تتغزل بالجميع, و هو كان مصراً على مقابلة الباب |
| Hem az önce asistanımla flört etmiyor muydun sen? | Open Subtitles | ألم تكن تتغزل للتو مع مساعدتي ؟ |
| DGİ'yla flört ediyor, bunu babasına bağlıyordu. | Open Subtitles | كانت تتغزل في الـ " آوبا " وتتحدث بشأن والدها |
| Baktım kız kur yapıyor abi bana. | Open Subtitles | كانت .. أيضاً تتغزل يا رجل, تعلم |
| -Bana kur mu yapıyorsun? | Open Subtitles | هل انت تتغزل في؟ نعم... |
| Tanrım, lütfen benimle şimdiden flört etmeye başladığını söyleme. | Open Subtitles | رجاءاً أخبرني انك لا تتغزل في- بالطبع انا لا أتغزل فيكِ- |
| Gay, ama her zaman benimle flört eder. | Open Subtitles | هي سحاقية، لكنها كانت تتغزل في دائمًا |
| Evet, seninle flört ettiğini söyledim. | Open Subtitles | نعم , لقد قلت انها كانت تتغزل بك |
| Şimdide flört ediyorsun? | Open Subtitles | إذا انت الآن تتغزل ؟ |
| Nick'le deli gibi flört ettiğini gören oldu mu? | Open Subtitles | هل رأى أحـد للتو كيف كـانت تتغزل مـع (نيـك) بجنون ؟ |
| Şey, Seninle flört ediyordu. | Open Subtitles | كـانت تتغزل معك |
| Onunla flört ettiğini gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيتك تتغزل بها؟ |
| Benimle flört etti. | Open Subtitles | وكانت تتغزل بي |
| Herman seninle flört mü etti? | Open Subtitles | هيرمان) تتغزل بكَ؟ |
| Sana kur yapıyor. | Open Subtitles | إنها تتغزل بك |