| Ama eğer romantik hayallerine umduğun o samimi cevabı vermezse şaşırma. | Open Subtitles | ولكن لا تتفاجأ إن لم تقابل أوهامك الشاعرية بالاحتفاء الذي ترجوه. |
| İşten eve geldiğinde o bilgisayar bu evde olmazsa, sakın şaşırma. | Open Subtitles | لا تتفاجأ عندما تعود من العمل ولا تجد الجهاز في المنزل |
| Ayaklarının altında, o çatlak bir anda oluştuğunda sakın şaşırma! | Open Subtitles | لا تتفاجأ عندما شقٌ في الثلج يتشقق تحت قدميك |
| Evet, benim ayaklarımın arasından böyle ne kadar seksi göründüğüne şaşıracaksın. | Open Subtitles | أجل سوف تتفاجأ كم منظرك مثير وأنت تنظر من خلال ساقي هكذا |
| Esaslı bir tokadın insana neler unutturabildiğine şaşarsın. | Open Subtitles | سوف تتفاجأ عما يمكن ان تفعله عاهرة لتُنسيك. |
| Yoksa merak konusu olması seni şaşırtmaz mı? | Open Subtitles | أو لا ، لن تتفاجأ إذا ما تساءل المرءُ عن ذلك ؟ |
| Seni şaşırtabilir ama ben böyle durumlarla başa çıkabilecek donanıma sahip değilim. | Open Subtitles | قد تتفاجأ لكنّي لستُ مستعدّة. للتعامل مع أوضاع كهذه. |
| Başına geleceklere şaşırma sonra! | Open Subtitles | لا تتفاجأ إذا علقت بعض القذارة على حذائك |
| Sana artık bira ısmarlamazlarsa veya evlerine çağırmazlarsa şaşırma. | Open Subtitles | لا تتفاجأ إذا لم يدعُك أحدهم من الآن فصاعدًا لتشرب معه كأس خمر، أو إلى منزله |
| Demek istediğim, bebeğin bir güneş yanığıyla doğarsa sakın şaşırma. | Open Subtitles | كل ما أقوله، الا تتفاجأ عندما يولد صغيرك بوحمة من التصوير |
| Ama beklediğin gibi çıkmazsa çok şaşırma. | Open Subtitles | فقط لا.. لا تتفاجأ إن لم يكن الأمر على النحو الذي توقعته |
| Hepsini de yiyorum. Bir korse faturası gelirse şaşırma sakın. | Open Subtitles | وكنت أتناولها جميعاً، فلا تتفاجأ حين أرسل لك بفاتورة عمليتي لشفط الدهون. |
| Ama kendini Khost-Gardez geçidinde karanlık bir mağarada, veya Afganistan'da Kalaşnikoflar tarafından kovalanırken bulursan hiç de şaşırma. | Open Subtitles | لكـن لا تتفاجأ لو وجدت نفسك في كهـف مظلـم ومخيـف في أفغانستـان تضرب بسلاح |
| O halde fikrimi değiştirdiğimi öğrenince şaşıracaksın. | Open Subtitles | قد تتفاجأ إذاً حين تعرف أنّي أستطيع تغيير المشاعر |
| Albert, aralarındaki bağlantıya şaşıracaksın. | Open Subtitles | "ألبيرت"، قد تتفاجأ من الصلة بين الأمرين. |
| Son birkaç gündür kızım için yaptıklarıma şaşarsın. | Open Subtitles | في الأيّام القليلة الماضية، أنت سوف تتفاجأ بالذي سأفعله من أجلِ إبنتي |
| Benim ve müttefiklerimin muvaffak olacağını duymak sizi şaşırtmaz. | Open Subtitles | لا تتفاجأ لو وجدتني أنا وحلفائي نحكُم. |
| Modern şehirlerin kalabalık olduğunu düşünüyorsanız, şunu öğrenmek sizi şaşırtabilir, M.Ö. 2000 yılında bazı şehirlerin nüfusu Şangay veya Kalküta'nın nüfusundan iki kat daha fazlaydı. | TED | إذا كنت تعتقد أن المدن الحديثة مكتظة قد تتفاجأ عندما تعلم أن بعض المدن في عام 2000 قبل الميلاد كان فيها كثافة سكانية تقارب ضعفي الكثافة السكانية في شانغهاي أو كالكتا. |
| O zaman yine karışmam süpriz olmaz. Şimdi onu sevdiğini söylemenin.. ..zamanı değil güven bana. | Open Subtitles | فيجب ألّا تتفاجأ إذاً حين تسمعني أقول أن الآن ليس هو الوقت المناسب لأن تخبر تلك الفتاة أنك تحبّها |
| Şaşırmış olabilirsiniz ancak sadece diyet bileşimi değil, aynı zamanda diyet yapısı da rol oynar. | TED | وقد تتفاجأ ليس فقط تكوين النظام الغذائي، ولكن نوع النظام الغذائي له دور. |
| Yarın gazetede beni görürseniz, şaşırmayın! | Open Subtitles | لا تتفاجأ إن قرأت خبر موتي في جرائد الغد |
| Evet artık o kadar çok yok. Ama yine de bu yeteneğin başka alanlarda ne kadar işe yaradığını görseniz şaşarsınız. | Open Subtitles | لم يعد هنالك الكثير منها الآن و لكن على أي حال سوف تتفاجأ كيف أن هذه المهارات |
| - Daha önce hiç şaşırmadınız mı? | Open Subtitles | ألم تتفاجأ من قبل؟ |
| Bunu içtiğin zaman etkileri karşısında şaşırabilirsin. | Open Subtitles | عندما تدخنها قد تتفاجأ بتأثيراتها |
| İşin gücün şaşırmak zaten. | Open Subtitles | وكأنك لم تتفاجأ قبلاً |