"تتفوه" - Translation from Arabic to Turkish

    • söyleme
        
    • ağzından
        
    • Söylediğin
        
    • kelime
        
    • konuşma
        
    • söylemeden
        
    • konuşuyorsun
        
    • saçmalıyorsun
        
    Aynı anda çok şey söyleme. Sadece nerede olduğunu söyle. Open Subtitles لا تتفوه بالكثير من الكلمات قل لي أين أنت وحسب
    Böyle bir şey söyleme! Cevap "Hobilerim kitap okumak ve spor yapmak." Open Subtitles لا تتفوه بشىء مثل هذا أجب , هواياتى القراءة و ممارسة الرياضة
    Bir daha asla, annem hakkında bir şey söyleme! Open Subtitles أيها الزنجى , لا تتفوه أبدا ً بأى شيء عن أمى
    Yüce Tanrım, bu kelimeyi ağzından hiç düşürmüyorsun ama ne anlama geldiğinden haberin bile yok. Open Subtitles يا إلهي تتفوه بتلك الكلمة ولكنك لا تدرك ماذا تعني
    - Söyledim. Hayır. Bu son dört saatte Söylediğin ilk şeydi. Open Subtitles كلا ، هذه أول كلمة تتفوه بها منذ 4 ساعات
    Olumsuz konuşmayı sevmem ama o kadın hayatında dürüstçe tek kelime etmemiştir. Open Subtitles لا أريد التحدث بسلبية لكن هذه المرأة لم تتفوه بحياتها بكلمة صادقة.
    Senden duyduğum tek etkili konuşma sefalet içinde geçen çocukluğunu küçük bir kız gibi hüngür hüngür ağlayarak anlatışındı. Open Subtitles أكثر مرة سمعتك فيها فصيحًا عندما كنت تتفوه كالفتاة عن طفولتك الفقيرة.
    Söylememen gereken bir şey söylemeden önce seni durduruyorum. - Ailemden bahsediyoruz. Open Subtitles سأوقفك قبل أن تتفوه بكلام لا يقال هذه عائلتي من نتكلم عليها
    Sana rahiplik verildi fakat hâlâ Tanrı hakkında kötü konuşuyorsun. Open Subtitles أنت مُرسّم كــكاهن و رغم ذالك تتفوه بهذا الكفر
    Ne saçmalıyorsun be salak? Open Subtitles لماذا تتفوه بهذه القذارات يا رجل ؟ جونيور ..
    O zamana dek, orada otur, çeneni kapalı tut ve bir kukla misali hiçbir şey söyleme. Open Subtitles أنه عندما أعزف أنت ترقص، لحين تنتهي الأمور اجلس هناك وأغلق فمك ولا تتفوه بكلمة مثل جرو صغير
    - Bir şey söyleme dostum çünkü sen bir geri zekâlısın, bu kadar basit. Open Subtitles حسنٌ يا رجل ، لا تتفوه بشيء ، لأنكَ مُجرّد شخص أخرق ، و هذهِ نهاية القصة.
    Hiçbir şey söyleme. Soru yok ortada. Open Subtitles لا تتفوه بأيّ شيء، ليس هنالك أيّ أستجواب هنا.
    - Tavsiyeme uy söyleyeceğin her neyse, söyleme. Open Subtitles خُذها نصيحة. أياً كان ما ستقوله لا تتفوه به.
    Pişman olacağın şeyler söyleme. Open Subtitles لا تتفوه بكلام لا يمكنك التراجع عنه لاحقا
    Sana kimseye söyleme diyen oydu değil mi? Bak sizi gördüm. Seninle oynuyor dostum. Open Subtitles هي التى آمرتك بألا تتفوه بشيء، صحيح؟ أنظر, لقد رأيتكما معاً و هي تعبث معك
    Sakın kimseye söyleme. Open Subtitles لا تتفوه بكلمة من هذا ، أتسمعني ؟
    İçeri girdiğimizde hiçbir şey söyleme. Open Subtitles عندما ندخل إلى هنا لا تتفوه بشيئ
    Götüm gibi kokan ağzından çıkan lafları destekle de görelim o zaman! Open Subtitles حسنٌ، لما لاتراهن بنقودك على الكلام التي تتفوه به من فمك ذو الرائحة الكريهة
    Eğer Holly Tommy'i gerçekten seviyorsa ağzından tek kelime dâhi alamayız. Open Subtitles , إذا كانت هولى تحب تومى حقاً . فهى لن تتفوه بكلمة
    Bu Söylediğin şeyler sadece kafanda. Open Subtitles هل تعرف أن هذه الأمور التي تتفوه بها.. إنها تخيلات..
    Bu Söylediğin şeyler sadece kafanda. Open Subtitles هل تعرف أن هذه الأمور التي تتفوه بها.. إنها تخيلات..
    O zaman o cadı balık tuttuğumuz için tek bir kelime edemez. Open Subtitles وحينها لن تتفوه تلك الساحرة بشيء حول صيدنا للسمك
    Saçma sapan konuşma. Open Subtitles لا تتفوه بالتفاهات ايها الصغير
    Ödülü sana vereceğiz ve sen bir şey söylemeden önce... kendini ve Tim'i tut, bizim Özgür Yazılım Birliği yönünde... küçük bir katkı gösterimiz olacak. Open Subtitles ستنقدم لك الجائزة، وقبل ان تتفوه بكلمة نريد من "تيم" ومنك ان تمسكا تقديرا بسيطا للمساهمة في مؤسسة البرمجيات الحرة
    Düşünmeden konuşuyorsun sonra herkese rezil oluyorsun! Open Subtitles انت تتفوه بالاشياء بلا تفكير وتحرج البعض
    Sen saçmalıyorsun..deli gibi. Open Subtitles أنت تتحدث كالمجنون تتفوه بالهراء , الهراء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more