| Annem ve arabam hakkında pis konuşmayın baylar | Open Subtitles | لا تتكلموا حولى وأمى أو سيارتى اللعينة'، يا رجل. |
| Cidden, çocuklar, bebeğim hakkında kötü konuşmayın. | Open Subtitles | شباب , لا تتكلموا بشكل ساخر عن طفلي لم يقصدوا قول هذا |
| Orası çok gizli bir alandır, bu yüzden kimseyle bu bölge hakkında konuşmayın. | Open Subtitles | هذه منطقة سرية للغاية، لذا لا تتجولوا ولا تتكلموا مع أي أحد |
| Buna itirazınız varsa, patronumla konuşabilirsiniz. | Open Subtitles | ، إذا كان لديكم مشكله في هذا بإمكانكم أن تتكلموا مع رئيسي |
| Orada konuşursunuz. Ya da ne yaparsanız. Memnuniyetle, Stu. | Open Subtitles | تعرفوا يمكن أن تتكلموا مهما يكن |
| Yanımdan ayrılmayın, kimseyle konuşmayın, uslu ve normal olun. | Open Subtitles | حسنا، أبقواعلىمقربةمني, لا تتكلموا مع أي أحد جيدوطبيعي. |
| - Taşıtlarınıza gidin. Basın ile konuşmayın. | Open Subtitles | أذهبوا مباشرة إلى قسم النقل، ولا تتكلموا إلى الصحافة. |
| Basın ile konuşmayın. | Open Subtitles | أذهبوا مباشرة إلى قسم النقل، ولا تتكلموا إلى الصحافة. |
| Direk taşıtlarınıza gidin. Basın ile konuşmayın. | Open Subtitles | أذهبوا مباشرة إلى قسم النقل، ولا تتكلموا إلى الصحافة. |
| Bundan sadece TED’de konuşmayın. | TED | لا تتكلموا عنه فقط في TED. فهذا جدول أعمال للسياسات على مستوى الولايات المتحدة. |
| konuşmayın, sadece dinleyin. | Open Subtitles | الآن إسمعوا . لا تتكلموا ، فقط إسمعوا |
| Rica ederim, konuşmayın, daha da kötüleşiyor. | Open Subtitles | أرجوكم ألا تتكلموا فحالته تزداد سوءاً |
| Birbirinizle buluşmayın... ve etrafta çok fazla konuşmayın. | Open Subtitles | وفوق كل هذا , لا تتكلموا كثيرا |
| Şimdi orada bekleyin ve kimseyle konuşmayın. | Open Subtitles | الآن إجلسوا هنا ولا تتكلموا مع أي أحد |
| konuşmayın. Gözbağınızı çıkarmayın. | Open Subtitles | لا تتكلموا, ولا تنزعوا عصابة أعينكم. |
| konuşmayın. Gözbağınızı çıkarmayın. | Open Subtitles | لا تتكلموا, ولا تنزعوا عصابة أعينكم. |
| Ben yokken siz de opera hakkında konuşabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم انت تتكلموا عن الاوبرا في غيابي |
| Gidiyorum, artık konuşabilirsiniz. | Open Subtitles | أنا ذاهبة، يمكنكم أن تتكلموا الآن |
| ...böylece hepiniz konuşabilirsiniz. | Open Subtitles | لكي يمكنكم أن تتكلموا |
| Bu bölümde genellikle ben yazarım ve siz konuşursunuz. | Open Subtitles | هنا عادتاً أنا أكتب و أنتم تتكلموا |
| Ve umarım konuşursunuz. | Open Subtitles | ومن الأفضل أن تتكلموا! |