| Hiç değilse bir akşam yemeğine bile yol açarsa, doğru yolda gidiyorsun demektir. | Open Subtitles | حتى إذا كان يُؤدّي إلى عشاء فقط أنت تتوجه في الإتّجاهِ الصحيحِ |
| Bir duvara doğru gidiyorsun ve bunun farkında değilsin. | Open Subtitles | أنت تتوجه إلى حائط من القراميد وأنت لا تدركه. |
| Dediğim gibi, reklam felaketi sizin kasabanıza ilerliyor olabilir. | Open Subtitles | أثناء كلامي، كارثة الإعلانات قد تتوجه إلى بلدتك |
| Şüpheli tarafından kaçırılan helikopter yön değiştirerek Altın Üçgen'e yöneldi. | Open Subtitles | مروحية خطفها المشتبهين وتتحضر للتغير الاتجاه " تتوجه إلى " جولدين تراينجل |
| Nick sen Varek'i al, kuzeye gidiyorsunuz. | Open Subtitles | خذ هذا الى بارى,انت سوف تتوجه الى الشمال |
| Barut arabasına doğru gidiyor! Yüce Kardinalleri. Silahşorlar Calais'e giderken görülmüşler. | Open Subtitles | على عجل انها تتوجه إلى عربة البارود سماحتك , الفرسان شوهدوا على الطريق المؤدية إلى كاليه |
| Kasırga Dayton Arms Oteli'ne yönelmiş durumda. | Open Subtitles | يبدوا أن الأعاصير تتوجه إلى الفندق العسكري |
| Bugün işe gelmedin. Şimdi de kasabadan gidiyorsun. | Open Subtitles | لم تظهر في عملك صباحاَ والآن تتوجه للمدينة |
| Roxborn Yarımadası demiştin, o zaman neden Dünya'ya gidiyorsun? | Open Subtitles | قُلت شبه جزيرة روكسبورن، لماذا إذن تتوجه إلى الأرضِ؟ |
| Ne tarafa gidiyorsun? | Open Subtitles | الى اين تتوجه ؟ |
| Herhalde New York City'e gidiyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنك تتوجه الى نيويورك |
| Ne? Balkona mı gidiyorsun Howie? | Open Subtitles | هل تتوجه نحو الشرفة, هووي؟ |
| Güzel. Chandler, kurbanın yaşadığı daireye gidiyorsun. Vargas, sen de morga. | Open Subtitles | عظيم، (شاندلر) تتوجه إلى شقة الضحية، و(فارغاس) للمشرحة |
| Uçak gemisi, okyanustaki buluşma noktasına ilerliyor. | Open Subtitles | المجموعة الناقلة تتوجه الى نقطة التقاطع في المحيط الأطلسي. |
| Bu yemek esnasında bile trenler kamplara doğru ilerliyor. | Open Subtitles | بينما نأكل ونشرب تتوجه القطارات باليهود نحو المعتقلات |
| Plakası I6w649. I-95 karayolunda güneye ilerliyor. | Open Subtitles | 16W649 لوحات " فلوريدا " برقم تتوجه إلى " ساوثباوند " التقاطع 95 |
| KMS Jaguar bulunduğu noktadan 53 derece 24 dakika kuzeye ve 1 derece batıya yöneldi. | Open Subtitles | "الطائرات الألمانية" "تتوجه نحو 53 درجة و24 دقيقة شمالاً" "وعلى نقطة واحد تجاه الغرب" |
| - Aşağıya yöneldi! | Open Subtitles | إنها تتوجه إلى السرداب |
| Sonra ön kapıya gidiyorsunuz. | Open Subtitles | ثم تتوجه للباب الامامي |
| Nereye gidiyorsunuz? | Open Subtitles | . إلي أين تتوجه ؟ |
| 6 Raider yolcu uçağı gezegene doğru gidiyor. | Open Subtitles | نحن نلتقط ستة مركبات ثقيلة تتوجه نحو الكوكب |
| Şu an bir metro taksisinde Merkezi Metro İstasyonu'na doğru gidiyor. | Open Subtitles | قال المرسل أنّها تتوجه إلى محطّة قطار الأنفاق المركزية. |
| İyi haber, Samanyolu'na yönelmiş başka bir Wraith gemisi yok. | Open Subtitles | حسنا, الأخبار الجيدة أنه ليس هناك أي سفن أخرى للريث تتوجه إلى مجرة درب التبانة |