| Bebeğim. Bebeğim, bunu düşünmeyi bırakmalısın. | Open Subtitles | صغيرتي صغيرتي, يجب أن تتوقفي عن التفكير بشأن هذا |
| Üzgün olduğunu söyledi, seni çok seviyormuş ve artık ona kızmayı bırakmanı istiyormuş. | Open Subtitles | يقول أنه يحبك، .وأنهآسف. ويريدك أن تتوقفي عن الغضب عليه |
| Shelby için endişelenmeyi bırakıp kendin için endişelenmelisin demek istiyorum. | Open Subtitles | يعني ربما تتوقفي عن القلق عليها وتبدأي بالقلق على نفسك |
| Oyun oynamayı kesmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تتوقفي عن هذا العبث هذا هو ما أريده |
| İçerken alıntı yapmayı bırakman gerek. Öyle bir şey planladığını hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | عليكِ ان تتوقفي عن الأقتباس عندما تشربي أتمنى بالتأكيد ألا تخطط من أجل هذا |
| kes şunu, ne yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | يمكنكِ أن تتوقفي عن الهُراء أنا أعلم ماذا تفعلين |
| Bir şeylerin kaybolduğunu söylemekten vazgeç yoksa çalışmak için üstüne biz para ödeyeceğiz. | Open Subtitles | إما أن تتوقفي عن إخبارها بضياع الأشياء وإلا سندفع لها لكي نعمل عندها |
| - Ağlamayı bırak, olur mu? | Open Subtitles | إستمعْي، هل يمكنكِ أن تتوقفي عن البكاء،أرجوكِ؟ |
| Tanrım, kendini mahvetmeden şu diyetten vazgeçmelisin. | Open Subtitles | يا إلهي، عليك أن تتوقفي عن الحميه قبل أن تفسدي نفسك |
| Buna bağlanmayı bırakmalısın. | Open Subtitles | أنت يجب أن تتوقفي عن الصمود كلكم تتمسكون |
| Şarkı söylemeyi bırakmalısın. | Open Subtitles | الجيش لا يدفع راتباً لشخص ميت عليك أن تتوقفي عن الغناء |
| Artık çocuk değilim ve sen de bana çocukmuşum gibi davranmayı bırakmalısın. | Open Subtitles | انظري، لم أعد طفلاً، و يجب أن تتوقفي عن معاملتي كطفل |
| Büyüyü bırakmanı beklemiyordum, sırf şey diye... | Open Subtitles | بأس , أنا لم أتوقع منكِ أن تتوقفي عن القيام بالسحر فقط لأنني |
| Beni dinle Isabella! İtmeyi bırakmanı istiyorum! Sorun nedir? | Open Subtitles | إسمعيني إيزابيلا أحتاج أن تتوقفي عن الصراخ |
| Bütün bu tıbbi terimleri bir yana bırakıp bana kafamın neden çok karışık olduğunu söyle. | Open Subtitles | أريدك أن تتوقفي عن قول كل تلك الأمور النفسية و تخبريني سبب تشوشي |
| Ben de beni uzaklaştırmayı bırakıp sana yardım etmeme izin verirsen daha rahat uyurum. | Open Subtitles | حسناً , أنا سأنام بشكل أفضل إذا تتوقفي عن إبعادي وتدعيني اساعدكِ |
| Sanırım buradan dönmemiz gerekiyordu. Biliyor musun, böyle şikayetçi bir yolcu olmayı kesmeni söyleyeceğim. | Open Subtitles | أخبرتكِ بأن تتوقفي عن كونك سائقة المقعد الثانوي |
| Bu da, konuyu değiştirmeyi bırakman gerektiği anlamına geliyor. | Open Subtitles | مما يعني أن يجب عليكِ أن تتوقفي عن تغيير الموضوع |
| Sana hikaye uydurmayı kes artık demiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتكِ من قبل أن تتوقفي عن إختلاق القصص |
| Ama bana sataşmaktan vazgeç. Tamam mı? Aşırı kabalaşmaya başladın. | Open Subtitles | ولكن يجب أن تتوقفي عن مضايقتي فقط أصبحتي لئيمة جداً |
| Şu şarkıları dinlemeyi bırak artık. | Open Subtitles | يجب أن تتوقفي عن الإنصات إلى كلمات أغاني البوب |
| Sevgilin yok diye kendini hırpalamaktan vazgeçmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تتوقفي عن معاقبة نفسك طيلة الوقت لعدم وجود صديق لديك |
| Bu konu hakkında konuşmayı keser misin, lütfen? | Open Subtitles | هل يمكنكِ أن تتوقفي عن التحدث عن هذا أرجوك ؟ |
| Tek şart, Jonah'la iş yapmayı kesmen. | Open Subtitles | الشي الوحيد هو , يجب ان تتوقفي عن عقد صفقات مع جون |
| Bu yaptığına bir son verip ellerini bu olaydan çekmen gerek. | Open Subtitles | عليك أن تتوقفي عن فعل ماتفعلينه وأن تبفي خارج هذه الأمور |
| Çağrı bırakmayı kesmelisin. Şu an bununla uğraşamam. | Open Subtitles | أجل، عليكِ أن تتوقفي عن استدعائي لا يمكنني التعامل مع هذا الآن |
| Sesin kısık olabilir ama şarkı söylemeyi bırakma. | TED | ان صوتك خافت .. ولكن لا تتوقفي عن الغناء |
| Her ne yapıyorsan vazgeçmen gerek. | Open Subtitles | حسناً، يجب أن تتوقفي عن فعل أياً كان ما تفعلينه |