| - Baba, kürek takımı diye... - O büyük bir sporcu. | Open Subtitles | ــ أبي, نحن حتى ليس لدينا تجديف ــ قائدة مراقبه الرواق |
| İspanya'daki tatilde ben ve bir arkadaşım Afrika'ya kadar kürek çekmiştik. | Open Subtitles | أخذنا أنا وصديقي قارب تجديف و توجهنا إلى افريقيا |
| ve çocuklar bütün gün kürek çekti. | Open Subtitles | و انتهى الامر بجميع الاطفال على قوارب تجديف |
| Allah'a küfür etti! Yine etti! | Open Subtitles | تجديف, قال ذلك من جديد |
| Tanrı'nın nimetine yüz çevirmek küfürdür. | Open Subtitles | إن رفض هدية الآلهة لنا، لهو تجديف. |
| Bu küçük sandal, bu kadar uzağa gitmek için uygun değil. | Open Subtitles | زورق تجديف ضئيل كهذا ليس مصمماً فعلاً لمياه مفتوحة كهذه. |
| Sevgili Nefertum, bu kafirlik. | Open Subtitles | مولاى نفرتوم ، هذا تجديف فى حقك |
| Toplamda 8,000 milden fazla yol yapmış, 3 milyondan fazla kez kürek çekmiş, okyanusta 312 günden fazla zamanı 7 metrelik teknemin içinde tek başıma geçirmiş olacağım. | TED | تراكمياً , سأكون قد قمت بالتجديف لأكثر من 8.000 ميل محققةً لأكثر من 3 مليون ضربة تجديف و قضاء أكثر من 312 يوم بمفردى فى المحيط , على متن قارب تجديف بطول 23 قدم |
| Çoğunlukla bir beyzbol şapkası, kürek eldivenleri ve bir gülümseme, ya da bir çift çatık kaş – bir önceki gece hangi yöne gitmiş olduğuma bağlı olarak. Ve bol bol güneş kremi. | TED | غالباً , قبعة بيسبول قفازات تجديف و إبتسامة , أو تكشيرة يعتمد على ما إذا ما أنجرفت إلى الخلف أثناء الليل وكثيراً من واقى الشمس |
| O zaman seni bir sandala koyacağım, sen de Siraküza'ya kadar kürek çekeceksin. | Open Subtitles | - إذن فسألقيك كنفاية في قارب تجديف , ويمكنكالتجديفطوالالطريقلسيركيوس. |
| Okyanusu kontrol edip kürek çekemem, dalgaları durduramam! | Open Subtitles | لا يمكنني التحكم بتقلبات المحيط، وأُحسن تجديف القارب و أوقف الأمواج! |
| kürek aleti almadığınızı biliyordum! | Open Subtitles | كنت اعرف اك لم تحصلي على آلة تجديف |
| Bahriyenin kürek takımındaki dümenci bile. | Open Subtitles | والربان على فريق تجديف البحرية |
| "Ne ekibi? " diye sordum. "kürek" dediler. | Open Subtitles | فسألت "فريق ماذا؟" فأجابوا "تجديف" |
| Bunu düşünmek bile küfür. | Open Subtitles | حتى لو تفكر فيه تجديف |
| O biliyor, bu Tanrı'ya küfür. | Open Subtitles | انه يعرف. ان هذا تجديف |
| Bu neredeyse dine küfür etmek. | Open Subtitles | كاد يصبح تجديف |
| Bu Tanrı'ya küfürdür. | Open Subtitles | هذا تجديف |
| - Gerçek bizatihi küfürdür. | Open Subtitles | الحقيقةُ تجديف |
| Teknik olarak bir sandal. Ve biz batmıyoruz. | Open Subtitles | فنياً إنه قورب تجديف ونحن لن نغرق، إتفقنا؟ |
| Bu kafirlik. Kim bunu görmek ister? | Open Subtitles | هذا تجديف من قد يرغب بمشاهدته |
| Ama bu kano kullanmak değildi kötü bir şeydi. | Open Subtitles | ... لكنه ، لقد كان . لقد كان زورق تجديف ، و هذا هو السيء في الامر |