| Kasetlerde hala bulman gereken bir şeyler var anlamına geliyordu. | Open Subtitles | ربما كان يقصد انه مازال هناك اشياء يمكنك ان تجديها على الأشرطة. | 
| Onu bulman gerekiyor. | Open Subtitles | عليكِ أن تجديها إنها بعدى | 
| Saati ondan önce bulmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تجديها قبل أن يصل هو إليها | 
| - Bende olmayan şeyi geri veremem. - bulmanı öneririm o zaman. | Open Subtitles | لا أستطيع إعادة شيء ليس معي - خيرٌ لكِ أنْ تجديها إذاً - | 
| "Nerede olduğuna bakarsan bulursun." | Open Subtitles | " انظري اليها اين هي وسوف تجديها " | 
| Umarım bulursun. | Open Subtitles | أتمنى أن تجديها | 
| Ve bu çer çöpü okuyarak da bulamayacağın kesin. | Open Subtitles | وقطعاً لن تجديها بقراءة هذه الهراءات. | 
| Onu aradığını biliyor işte o yüzden onu asla, ama asla bulamayacaksın. | Open Subtitles | انها تعرف أنك كنت تبحثين عنها و ذلك هو السبب أنك لن تجديها أبداً | 
| Çünkü o kutuda bulman biraz zor. | Open Subtitles | لأنك لن تجديها في ذلك الصندوق | 
| Onu şu anda bulman gerekecek. | Open Subtitles | يجب عليك أن تجديها الآن | 
| Kız kardeşin bunu bulman için bırakmış. | Open Subtitles | لقد تكرتها لك أختك حتى تجديها | 
| Ben de öyle bulmanı bekliyordum. | Open Subtitles | كنت نوعا ما اتمنى ان تجديها | 
| Senin bulmanı istemiştir. | Open Subtitles | أراد منكِ بأن تجديها | 
| Notu bulmanı istemedim. | Open Subtitles | لم أكن أريدك أن تجديها | 
| Umarım bulursun. | Open Subtitles | أتمنى أن تجديها | 
| Umarım onu bulursun. | Open Subtitles | انا اتمنى ان تجديها | 
| İnşallah bulursun. | Open Subtitles | آمل أن تجديها | 
| Orijinali asla bulamayacağın bir yerde. | Open Subtitles | الأصلية في مكانِ ما لن تجديها أبداً. | 
| Charles'ı kurtaracak kadar kısa sürede bulamayacağın da kesin. | Open Subtitles | ولن تجديها بالتأكيد في الوقت الملائم لإنقاذ "تشارلز". | 
| Yani aradığın şey bir aileyse onu burada bulamayacaksın. | Open Subtitles | لذا إن كنت تبحثين عن عائلة، فإنّك لن تجديها هنا. | 
| Böyle düşünmeye devam et. Onu asla bulamayacaksın. | Open Subtitles | إن فكرتِ على هذا النحو فلن تجديها أبداً |