| Bir odada oturup, birbirinize en gizli korkularınızı anlatmanızı istiyorum. | Open Subtitles | لذا أريدكم أن تجلسوا .وتخبرا بعضكما أكثر ما تخافون منه |
| - Dördünüzün de oturup düşünmenizin daha yararlı olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | من الأفضل ان تجلسوا اربعتكم وتتكلمون في ذلك |
| Şoförün yanındaki ön koltuğa oturmak yok, orası benim yerim. | Open Subtitles | حسناً؟ ولا تجلسوا في الأمام إلى جانب السائق، فذلك مقعدي |
| Pekala Beş veya az basamak diyenler oturmak zorunda. Çünkü çok küçük bir tahmin yaptınız. | TED | أي أحد لديه خمس مراتب أو أقل، يجب عليكم أن تجلسوا. و هذا لأن تقديركم كان بخسا. |
| İkinizin de arkada oturmanız gerekmiyor. | Open Subtitles | انتم الاثنين ليس عليكم ان تجلسوا بالخلف هناك |
| Uzun zamandır ortalıklarda yoksunuz, oturun da konuşalım. | Open Subtitles | والآن، بما أننى لا أعلم أين كنتم فلماذا لا تجلسوا هنا حتى نتناقش؟ |
| Neden oturmuyorsunuz çocuklar? | Open Subtitles | لمَ لا تجلسوا يا أصحاب؟ |
| Fakat sizden sadece 10 dakika oturmanızı ve burada olmayan bir bayanı tutmanızı istiyorum. | TED | ولكن انا احتاج اليكم لكي تجلسوا .. نحو 10 دقائق وان تستحضروا فتاة ليست موجودة هنا |
| Şu koruyucu plastiğin üzerine oturup tek bir ses çıkarmamanızı istiyorum. | Open Subtitles | أريدكم أن تجلسوا على الأغطية البلاسيتيكية |
| Madem bir şeyler yapıp görüyorsunuz madem biraz oturup da hâlden anlasanız. | Open Subtitles | سأخبركم أمراً بما أنكم تحبّون التحدي إلى هذه الدرجة لماذا لا تتحدون بعضكم البعض بأن تجلسوا بهدوء و تتحلّوا ببعض الأدب |
| Kendisi şu an burada değil, o yüzden arkadaki koltuklara oturup beklemelisiniz. | Open Subtitles | وهو ليس موجود حالياً اذا يجب ان تجلسوا هناك |
| Sanırım ikinizin oturup nasıl geri zekâlı bir çift olduğunuzu düşünmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | و أعتقد انكم تحتاجون أن تجلسوا معاً لكى تفكروا فى ما اقترفتوه من غباء |
| Hey arkadaşlar, bazen şöyle oturup da şarkı yazıyor olsaydınız ne yazardınız diye düşünür pek yol alamayınca ardından da şarkı yazmadığınız için hemen bir "Death Cab for Cutie" patlatır mıydınız? | Open Subtitles | هاى , هل يا رفاق فى بعض الاحيان تجلسوا وتفكروا عما يكتب عندما تألفوا اغنية لكن حين اذن لا تبتعد كثيرا |
| Neden şöyle yapmıyorsun? Neden bu gece şu sandalyeye oturup ikiniz küçük hoş bir parti yapmıyorsunuz? | Open Subtitles | لمَ لا تجلسوا هنا الليلة وتحظوا بحفلة بمفردكم؟ |
| Sizler, Pazar günü kiliseye gidip oturmak istiyorsunuz. | Open Subtitles | تحبون أن تجلسوا فى الكنيسة يوم الأحد, أليس كذلك؟ |
| Sizler, Pazar günü kiliseye gidip oturmak istiyorsunuz. | Open Subtitles | تحبون أن تجلسوا فى الكنيسة يوم الأحد, أليس كذلك؟ |
| Güvenin bana çocuklar, hiçbiriniz bu sıralara oturmak istemezsiniz. Çünkü buraya "Ezikler Sırası" diyoruz. | Open Subtitles | وثقوا بي يا أطفال , لاتُريدون أن تجلسوا هنا نطلق على هذا مكان الفاشلين |
| Baylar bayanlar lütfen yerinize oturmanız gerek. | Open Subtitles | من فضلكم، جميعاً ارغب منكم ان تجلسوا في مقاعدكم |
| Unu elemeniz gerekiyordu, içine oturmanız değil. | Open Subtitles | لا أن تجلسوا فوقه لا تصرخ فينا |
| Siyahilerin olduğu bölümde oturmanız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن تجلسوا في الجانب العنصري، |
| Uzun zamandır ortalıklarda yoksunuz, oturun da konuşalım. | Open Subtitles | والآن، بما أننى لا أعلم أين كنتم فلماذا لا تجلسوا هنا حتى نتناقش؟ |
| - Lütfen oturun. - Mersi Matmazel. | Open Subtitles | ارجوكم ان تجلسوا شكرا يا سيدتى |
| Neden siz ikiniz oturmuyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا لا تجلسوا ؟ |
| Bayanlar ve baylar, daha pek çok ödülümüz var, bu nedenle hepinizden yerlerinize oturmanızı rica ediyorum... | Open Subtitles | سيداتى وسادتى مازال لدينا العديد من الجوائز لذا ارجوكم ان تجلسوا |