| Tüm gece uyumadan etrafı dolaştım. | Open Subtitles | أنا لم أنم طوال الليل لقد تجولت في جميع الأنحاء |
| İnsanların topraklarında uzun zaman dolaştım seni arayarak, kardeşim Osiris. | Open Subtitles | لقد تجولت في أرض الرجال كلها بحثاً عنك يا شقيق أوزيريس |
| Amsterdam'da seninle birlikte dolaştım, seninle sigara içmeyi bile denedim. | Open Subtitles | لأنني تجولت معك في أمستردام, لأنني جربت السيجارة معك |
| Ben ortalıkta dolaşıp bu fotoğrafları çekerken, bir anda okyanusun bir süpermarket olmadığı düşüncesi belirdi kafamda. | TED | وكما تجولت في المكان وقدمت هذه الصور حدث هذا الحدث لي والمحيطات ليست محل للبقالة ، كما تعلمون |
| Eminim. Yemin ederim. Kurak yerlerde dolanıp huzur aradım. | Open Subtitles | أنا متأكدة, أعدك. لقد تجولت عبر الصحراء ولم تجد راحة |
| Yıllar boyunca veri toplayarak evreni gezdim. | Open Subtitles | على مر السنين لقد تجولت في الكون لجمع البيانات |
| General, etrafa bakabilir miyim? | Open Subtitles | جنرال, هل تمانع لو تجولت فى الأنحاء |
| Şehirlerinizde yürüdüm ve baktım, fakat görmeyi başaramadım. | TED | تجولت في مدنك وبينما أنا أنظر، لم أر شيئاً. |
| Uzun süre öylece dolandım. Saatler sürmüş olmalı. | Open Subtitles | وأنا تجولت لوقت طويل على الجانب الغربي |
| Bütün gün adada dolaşsanız onu hiç göremeyebilirdiniz. | Open Subtitles | ربما لو كنت تجولت يوماً بالجزيرة لم تكن لتقابل واحدة مثلها |
| Birkaç gün dolaştım. Sonunda eve döndüm. | Open Subtitles | تجولت ليومين في المدينة ثم طرت عائداً للوطن |
| Köyü biraz dolaştım da... herkesin ona taptığını gördüm. | Open Subtitles | تجولت في أرجاء القرية ولاحظت أن الجميع يعتبرونه الأله |
| M.I.A. 'ın yanında baterist olarak tüm dünyayı dolaştım. | TED | لقد تجولت في العالم وأنا ألعب الطبول من أجل M.I.A. |
| Saatlerce,şehrin sokaklarını dolaştım. | Open Subtitles | لساعات، تجولت في شوارع المدينة |
| Tüm okulu iki kere dolaştım. | Open Subtitles | لقد تجولت في المدرسة كلها مرتين |
| Dünya'nın her yerini dolaştım. | Open Subtitles | أينما تجولت فى العالم |
| Eğer ortalıkta dolaşıp da, sulu bir fahişenin bana birkılıç attığını... ..söyleyerek imparator olduğumu iddia etseydim beni ortadan kaldırırlardı. | Open Subtitles | اذا تجولت قائلاً أنا امبراطور لأن فتاة مبللة أعطتنى سيف هم سيطردونى |
| Arkası açık geceliğimle hastanede dolaşıp, her yerde seni aramamı kaçırdın. | Open Subtitles | لقد فاتك هذا، لقد تجولت في كل المستشفى بحثاً عنك بعبائتي العارية من الخلف |
| Ahbap, eğer gecekondularda, sokaklarda şapkalar ile dolanıp, | Open Subtitles | يا صاح, بالضواحي الفقيرة إن تجولت بالشارع بمضرب كرة القاعدة |
| Etrafta dolanıp sorun çıkardığında sana kim iltifat etti ve seni alkışladı? | Open Subtitles | عندما تجولت بالأرجاء مُسببًا المشاكل، من الذي أثنى عليك و شيّد بك خلال كُل ذلك؟ |
| - Şehirde biraz gezdim. - Subway'e gidip bir şeyler yedim. | Open Subtitles | تجولت , حول المدينة والممرات الأرضية وأخذت أغراض للأكل |
| etrafa bir göz atayım mı? | Open Subtitles | ــ هل من مشكلة إذا تجولت بالمكان؟ |
| -Dış dünyaya çıktın. -Sadece etrafta yürüdüm. | Open Subtitles | ــ كنت بالخارج ورأيت العالم ــ تجولت قليلاً |
| Defalarca etrafında dolandım. | Open Subtitles | لقد تجولت حول المكان آلاف المرات |
| Bütün gün adada dolaşsanız onu hiç göremeyebilirdiniz. | Open Subtitles | ربما لو كنت تجولت يوماً بالجزيرة لم تكن لتقابل واحدة مثلها |