| Ama beni yenmeye çalışma, çünkü ben seni test ettim ve zayıflıklarını biliyorum. | Open Subtitles | ولكن لا تحاولي أن تهزميني ,لقد كنت أختبرك وأنا أعرف كل نقاط ضعفك |
| Bu kızına verebileceğin en iyi düğün hediyesi. Hareket etme, Tina. Konuşmaya çalışma. | Open Subtitles | هذه أفضل هديه تقدمها لابنتك. لا تتحركي , تينا , لا تحاولي الحديث |
| Ne demek istediğini söylemeye çalışıyorsun ama her nasılsa sözcükler değişiyor. | Open Subtitles | تجدين نفسك تحاولي أن تقولي ما تعنين، لكن بطريقة ما الكلمات تتغير. |
| Asıl manzarayı buradan görmek imkansız, bu yüzden deneme bile. | Open Subtitles | لا يمكنكِ أن تعرفي كل شيء وأنتِ هنا لذا لا تحاولي |
| Hatta o kadar güzeldir ki, tüm erkekleri unutmak için denemelisin. | Open Subtitles | هو عدا ذلك لطيف يجب أَن تحاولي . . لنسيان كل الرجال. |
| O oyunu bana oynamaya kalkma. Bunu sana ben öğrettim. | Open Subtitles | لا تحاولي أن تلعبي معي هذه الألعاب أنا علمتها لكِ |
| Şuan yapabileceğin en iyi şey daha iyi hissetmeye çalışma. | Open Subtitles | افضل شيء تستطعين فعله الان؟ لا تحاولي ان تشعري افضل. |
| O zaman iyisi mi sen de beni taklit etmeye çalışma. | Open Subtitles | حسنًا من الأفضل أن لا تحاولي أن تكوني نسخةً مني بكل الأحوال. |
| Anlamaya çalışma. | Open Subtitles | لا تحاولي بأن تعرفي ، أنا فقط شعرت بأنه من الأفضل فعل ذلك |
| Felç edicidir. Hareket etmeye çalışma tatlım. Edemezsin. | Open Subtitles | إنه يصيب بالشلل لا تحاولي أن تتحركِ يا عزيزتي أنت حقاً لن تستطيعي بأن تفعلي ذلك كثيراً |
| Daha tam olarak açılmadın. Gayet çabuk olacak ama zorlamaya çalışma. | Open Subtitles | إنها لم تتوسع بالكامل , هذا يجب أن يكون بأقصى سرعة لكن لا تحاولي أجباره |
| İyi, onu gördüğünde projemin arkasından ağlayığ onu çalmaya çalışma! | Open Subtitles | حسناً, لا تبكي إذا رأيت مشروعي ولا تحاولي نسخه |
| Biliyorum benden kaçmaya çalışıyorsun... fakat senin sapkınlığın içeriden kilitli bir oda ve anahtarı da yalnızca bende. | Open Subtitles | أعرف أنك تحاولي الهروب مني، لكن نائبك غرفة قفلت من الداخل وعندي مفتاحها |
| Beni hapse mi attırmaya çalışıyorsun? | Open Subtitles | هل أنتِ سعيدة الآن؟ هل تحاولي الإيقاع بي؟ |
| Eski sevgilinle dost olmaya çalışıyorsun ve gırtlağına kadar boka batıyorsun. | Open Subtitles | أتري, هذا ما يحدث عندما تحاولي ان تكوني ودوده مع صديقك السابق, تنتهين غارقه إلى ركبك بالبراز |
| Bu arada sakın Texas'taki, Özel Birimi deneme... | Open Subtitles | ولا تحاولي إستخدام الطرق الملتوية معي وخاصة الطرق البوليسية |
| Şimdi sen dayanıklı olmalısın; kendi ayaklarının üstünde durmayı denemelisin. | Open Subtitles | الآن يجب أن تخرجي من تلك المحنة تحاولي أن تقفي بقدميك الإثنتين |
| İltifat etmeye kalkma. | Open Subtitles | لا تحاولي الاطراء علي إنك بارعة في الغناء أيضاً |
| Bunu öğrenmek için 29 yıIın vardı ama sen denemedin bile | Open Subtitles | لقد كان لديك 29 عاما لتبحثي عني وكنك حتى لم تحاولي |
| O olaydan sonra bir daha ninja yıldızlarını yakalamaya çalışmadın hiç, değil mi? | Open Subtitles | لم تحاولي الحصول على نجمة الشرف التي تعلق ع الصدر بعد ماحصل لك , اليس كذلك. ؟ |
| Ama iyi tarafından bakmaya çalış. Sakin ol. | Open Subtitles | لكني أرى أن تحاولي التكيف مع ظروفك الآن تحركي ببطء |
| Senin kızlarla çalışmanı istiyorum bir dene. Michael, kim bu? | Open Subtitles | أريدك أن تحاولي العمل مع البنات مايكل من هذه؟ |
| Ben en azından kaçmıştım. Sen denemiyorsun bile. | Open Subtitles | على الأقل أنا هربتُ وأنتِ لم تحاولي الهرب حتّى |
| Olumlu kalmaya çalışmalısın. | Open Subtitles | لأنك ِ الجسر بين العالمين يجب أن تحاولي بأن تبقي أيجابية |
| Pekala, haklısın yok ama denemen gerek. | Open Subtitles | حسنا, أنت على حق, لايوجد ولكن عليك أن تحاولي |
| Prue, Denemek zorundasın. Başka birinin ölmesine izin veremeyiz | Open Subtitles | برو، يجب أن تحاولي فلا يمكننا ترك الآخرين يموتون |
| Ona eskiden söylediğin gibi denemeni istiyor. | Open Subtitles | تريدكِ أن تحاولي كما اعتدت ان تقولي لها ان تفعل |
| Bu son iki yılda kendine üçüncü defa zarar vermeye çalışman. | Open Subtitles | هذه هي المرة الثالثة خلال عامين أن تحاولي أن تؤذي نفسك |