| Onun sana ihtiyacı varmış gibi değil, senin ona ihtiyacın varmış gibi hissetmesini sağlamalısın. | Open Subtitles | عليكِ أن تجعليه يشعر بأنه ..ليس هو من يحتاجك. بل أنتِ من تحتاجين إليه. |
| İhtiyacın olan birkaç kilim, bir kanepe belki bir resim. | Open Subtitles | كل ما تحتاجين إليه بعض الإشياء, أريكة, أوربمانباتاتزينة. |
| Hissizlik şu an tam da ihtiyacın olan şey. | Open Subtitles | فقد الحس .. ربما هو ما تحتاجين إليه الأن |
| (Craig) Ses tamam. İhtiyacın olan her şey burada. | Open Subtitles | اكتمل التسجيل الصوتي كل ما تحتاجين إليه موجود هنا |
| Dur, lazımsa benimkini vereyim. | Open Subtitles | معي كتابي هنا إن كنت تحتاجين إليه |
| Kurbağa hanım? Neye ihtiyacınız olduğunu artık anladınız mı, evladım? | Open Subtitles | حسناً الآنسة الضفدعة هل أدركت ما تحتاجين إليه يا صغيرتي؟ |
| Ne gerekiyorsa. | Open Subtitles | أياً كان ما تحتاجين إليه. |
| Gökte baban olmasını istiyorsan hayal ürünü bile olsa ihtiyacın olduğunda o daima orada olacaktır. | Open Subtitles | تريدين بابا في السماء و حتى لو كان في السماء خيالي تماماً أنه دائماً سوف يكون هناك عندما تحتاجين إليه |
| Paran var, yaşlısın ve ihtiyacın yok. | Open Subtitles | أنت تملكين المال ، وكبرت في العمر ولا تحتاجين إليه |
| Sadece son altı ay. Ve sadece ihtiyacın olanlar. | Open Subtitles | الأشهر الستة الماضية فقط وما تحتاجين إليه فقط |
| Eğer haklıysam bu sadece antibiyotiğe ihtiyacın olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | حسنا, أن كننت على حق فهذا يعني ان كل ما تحتاجين إليه هو المضادات الحيوية |
| Yani, ne zaman ihtiyacın olursa, senin için orada olacağım. | Open Subtitles | لذا سأكون إلى جانبك وأخدمكِ بأي شيء تحتاجين إليه |
| Belki de, ama yakında, artık ona ihtiyacın kalmayacak. | Open Subtitles | ربّما، ولكن قريباً لن تحتاجين إليه بعد الآن. |
| Senin ihtiyacın olan şey sessiz olmak. | Open Subtitles | ما تحتاجين إليه يا فتاتي هو أنْ تبقي صامتة |
| Rehabilatasyon, ihtiyacın olan dönüşü sağladı. | Open Subtitles | تبين أن منشأة إعادة التأهيل كانت مجرد الفاصل الذي تحتاجين إليه |
| İhtiyacın olan ilaç babamın onayı değil. | Open Subtitles | موافقةُ والدي ليس بالدواء الذي تحتاجين إليه |
| - Tek ihtiyacın olan DNA örneği. Bir tutam saç. | Open Subtitles | ،كل ما تحتاجين إليه هو حمض نووي خصلة شعر |
| Ada bomboş olacak. Tek ihtiyacın biraz DNA. | Open Subtitles | ستكون الجزيرة مهجورة كل ما تحتاجين إليه هو حمض نووي |
| Hayatının bu döneminde en son ihtiyacın olan şey oğlun ve gelininle kavga etmek. | Open Subtitles | أعتقد أن آخر ما تحتاجين إليه في هذه المرحلة من حياتك هو أن تتشاجري مع إبنك وزوجته |
| Neye ihtiyacın olursa o halleder. - Söylemiştin. | Open Subtitles | إنه صديق، ثقي بي سيهتم بأي شيء تحتاجين إليه |
| Ne lazımsa hepsini çantasına koydum. | Open Subtitles | لدي كل شيء قد تحتاجين إليه هنا |
| Kaldığınız süre boyunca neye ihtiyacınız olursa bana bildirebilirsiniz. | Open Subtitles | أى شيء تحتاجين إليه أثناء إقامتك ، دعيني أعلم بالأمر فقط |
| Hernegerekiyörsa. Her ne gerekiyorsa. | Open Subtitles | أياً كان ما تحتاجين إليه. |