| Japonya dayanılmaz bir acıya katlanıp büyük sıkıntılar çekecektir, dedi. | Open Subtitles | قال إن اليابان سوف تعاني من معاناة عظيمة لا تحتمل. |
| Bence Sara haplarını biriktiriyordu ta ki daha fazla dayanamadı. | Open Subtitles | أعتقد أنها خبأت أقراصها حتى أنها لم تعد تحتمل |
| Brittany Kaufmann'ın annesi ufak yavrusunun istediği her şeyi alamasına katlanamıyor. | Open Subtitles | والآن أم بريتاني كوفمان لا تحتمل أن طفلتها الصغيرة لا تنال كل ما تتمناه |
| Çita Jenerasyonu, yozlaşma konusunda saçmalıklara... ...tahammül göstermeyen yeni bir Afrikalı nesli. | TED | إن جيل الفهد هي سلالة جديدة من الأفارقة الذين لا تحتمل أي سلوك أحمق يتعلق بالفساد. |
| Jenny daha çekilmez olsa da erkek arkadaşıyla hala beraberler. | Open Subtitles | جيني وصديقها يمكن فصلهما حتى لو كانت لا تحتمل ذلك |
| Güzel. Bu şirket daha fazla kötü reklam kaldıramaz. | Open Subtitles | عظيم، هذه الشركة لن تحتمل المزيد من الدعاية السيئة |
| Gemi daha fazla dayanmayacak. Silah olarak neyimiz var? | Open Subtitles | لا يمكن للسفينة أن تحتمل أكثر ماذا لدينا من الأسلحة؟ |
| Pencere açık olduğunda tren sesi dayanılmaz olur. | Open Subtitles | عندماتكونالنافذةمفتوحة, فإن ضوضاء القطار لا تحتمل. |
| "...dayanılmaz bir sıcakta, Yeni Dünya'nın ilk şehrini kuruyoruz." | Open Subtitles | في ظل حرارة لا تحتمل ، نقوم ببناء أول مدينة في العالم الجديد |
| Bi 10 ay daha beklemek gerçekten dayanılmaz olacaktı | Open Subtitles | فكرة إنتظاري لعشرة أشهر قمرية كانت لا تحتمل |
| Düşmanın kaleyi ele geçirmesine dayanamadı. | Open Subtitles | لم تحتمل لترى العدو يحتل القلعة |
| Senden ayrılmaya dayanamadı. | Open Subtitles | إنها لم تحتمل فكرة إنفصالها عنك. |
| Farklı fikirlere katlanamıyor musun? | Open Subtitles | لا تحتمل معارضة الناس لك؟ |
| Kıskanıyor ve beni geri istiyor çünkü Katie'ye Fransızca ders vermeme katlanamıyor. | Open Subtitles | فتشعر بالغيرة، ومن ثم ترغب بالعودة إلي، لأنها لا تحتمل رؤيتي وأنا أدرّس (كايتي) اللغة الفرنسيّة. |
| Ona senin artık kana tahammül - edemediğini anlatırım. | Open Subtitles | سأخبره أنك.. لم تعد تحتمل رؤية الدماء أنا بخير |
| Zengin ve çekilmez insanlardan kaçtığım yer. | Open Subtitles | . هذه واحتى من الأغنياء و الأشياء التى لا تحتمل |
| Laura'ya anlatma. Telefonu kaldıramaz. | Open Subtitles | كلا لاتخبر لورا فهي لاتستطيع ان تحتمل هذا |
| - Yapı çok fazla dayanmayacak. | Open Subtitles | البُنية لن تحتمل طويلاً |
| Ancak bu tarz karışıklıkların sonuçları katlanılmaz hatta korkun olabilir. | Open Subtitles | ولكن النتائج من فعل كهذا قد لا تحتمل ومرعبة أيضاً |
| -Sorununu biliyor musun? Baskıya dayanamıyorsun. Kaybedeceğini düşündüğün an bırakıyorsun. | Open Subtitles | أتعلم هذه هي مشكلتك أنت لا تحتمل الضغط بمجرد أن تشعر أنك ستخسر ,تنسحب |
| Mide bulandırıcı. Ve artık daha fazlasını kaldıramayacağını düşündüğün zaman eğlenceli hale geliyor. | Open Subtitles | وعندما تظن أنك لن تحتمل المزيد، يصبح الأمر في نظرك ممتعًا |
| Bette 'in bir düşükle daha başa çıkabileceğini düşünmedim. | Open Subtitles | لا أعتقد بأن (بيت) قد تحتمل إخفاقاً آخر |