| Ovülasyonu engeller ya da geciktirir ve böylece hamile kalmayı önler. | Open Subtitles | إنهم سيمنعون أو يأخرون الإباضة و الذي سيمنعكِ من أن تحملي. |
| Partide kusana kadar ya da hamile kalana kadar içmeyin. Tamam mı? | Open Subtitles | كوني في الحفله ولا تشربي حتى لا تتقيأي او تحملي , حسنا |
| Senin için hamile kalmanın ne kadar önemli olduğunu anlamışlar. | Open Subtitles | إنهم يفهمون كم هو مهم لكِ أن تحملي فوراً |
| Yalnız ve üzgün olsan da dayan. | Open Subtitles | حتي أذا كنتِ وحيدة و حزينة . تحملي الأمر |
| Kutuyu bulursan bu yükü taşımak zorundasın. | Open Subtitles | اذا وجدتي الصندوق, لابد ان تحملي هذه الاعباء |
| FBI senden bir şey taşımanı istedi mi? | Open Subtitles | هل طلب الـ إف بي آي منك أن تحملي أيّ شئ؟ |
| Benim tohumumu taşıyorsun, bu da benim hayatım sensin demek. | Open Subtitles | اذا انتي تحملي طفلا مني هذا يعني انك عالمي بأكمله |
| hamile kalmadan önce evlenmeyi düşündüğünü hiç söylememiştin. | Open Subtitles | و أنتِ حتى لم تتحدثي أبداً عن الزواج قبل أن تحملي بي |
| Ama sana hiç folik asit yazılmamış. hamile kalamazsan bebek kaybedemezsin. | Open Subtitles | لكن لم يصفوا لك حمض الفوليك من قبل و لا يمكن أن تفقدي طفلاً إن لم تحملي أصلاً |
| hamile kalamadığını söyledin, şimdi de benimle çocuk doğurmak istiyorsun. | Open Subtitles | قلتِ بأنّك لا تستطيعي أن تحملي والآن تريدي أن يكون عندك طفل مني |
| Uzun, uzun, uzun süre hamile kalamama ihtimalini göz ardı etmemeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نواجه حقيقة أنك ربما لن تحملي قبل وقت طويل جداً |
| Belki sen de gerçekten hamile kalmalıydın. | Open Subtitles | ربما كان ينبغي عليك ان تحملي مثل ماكان من المفترض ان تكوني |
| hamile kalmamasını saymazsak gerisi aynı. | Open Subtitles | إنه نفس الأمر ماعدا أنك لاتستطيعين أن تحملي |
| Morgan, Scott'la daha yeni tanıştın. Şimdiden hamile kalmaya mı çalışıyorsun? | Open Subtitles | أنت تعرفينه منذ فترة قصيرة و أنت تحاولين أن تحملي |
| Sikimi görebilirsin ama hamile kalmana izin veremem. | Open Subtitles | يمكنك ان تري قضيبي ولكنني لن اسمح لك ان تحملي |
| En azından bir sene daha hamile kalmayacağına söz verir misin bana? | Open Subtitles | هلاّ وعدتيني أن لا تحملي إلا بعد سنة على الأقل؟ |
| Nina. Nina, bu biraz canını yakabilir ama dayan. | Open Subtitles | نينا, هذه قد يؤلمك قليلا, لكن تحملي ذلك |
| Çok ağrıyor herhalde, sadece biraz dayan. | Open Subtitles | لابد ان هذا مؤلم تحملي قليلا |
| Biraz dayan. Çok yakında yardım buluruz. | Open Subtitles | تحملي, سوف نجد مساعدة قريبا |
| Şey, evet, kalem taşımak silah taşımaya benzemez. | Open Subtitles | حسناً ، أجل إنه شيء أن تحملي قلم وشيءآخرتماماًأنتحملي مسدس. |
| Taşıdığından daha fazlasını taşımanı istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريدك أن تحملي أي شيء زيادة على حملك |
| Bana pek de çanta taşıyan bir kadın imajı çizmiyorsun ama şimdi çanta taşıyorsun. | Open Subtitles | انتِ لاتبدين كامرأة تحب حمل الحقائب, لكنكي تحملي حقيبه |
| İnsanların Sarayına kadar bu kutuyu taşıman lazım. | Open Subtitles | والان، اريدك ان تحملي هذا .الصندوق الي قصر الشعب بنفسك |
| Neden yaralı adamlarını taşımadın Teğmen? | Open Subtitles | لماذا لم تحملي جريحكِ أيّتها الملازم؟ |
| Ayrıca ağır şeyler taşımaman gerek. Ben hallederim. | Open Subtitles | بها سأهتم ثقيلة, أشياء تحملي أن ينبغي لا أنه إلى بالإضافة |