| Ve çikolata, Mel Halanın sakladığı kaliteli olanlardan. | Open Subtitles | وقوالب الشوكولاتة الجيدة التى تخبئها خالة (ميل) |
| Lanet olasıca Camella sakladığı bıçağıyla yaptı. | Open Subtitles | تلك الملعونة (كاميلا) بسكين كان تخبئها |
| Merak ediyorum resimlerinin içinde başka hangi hisleri saklıyorsun ya da içinde belki de. | Open Subtitles | أنا أتسائل ما هي الأسرار الاخري التي تخبئها رسوماتك بين طياتها أو ربما بداخلك أنت |
| Mallarını nerelere saklıyorsun bugünlerde? | Open Subtitles | اين تخبئها هذه الأيام؟ |
| Eski çalışanının Hannah'yı evinde sakladığını sanıyorum. | Open Subtitles | أظنّ أنّ موظّفتكَ السابقة تخبئها في منزلها |
| Onunlaydın ve sonra cesedini aldın! Onu sakladığını gördüm! | Open Subtitles | كنت بجانب جثتها، وأخذت الجثة، ورأيتك تخبئها! |
| Ayrıca boyun arterinin basketbol topu sektirir gibi atması gerçeği zulanın yakınlarda olduğunu düşündürüyor. | Open Subtitles | والحقيقة هي ان حالتك قد بدأت تتنطط مثل كرة السلة مما يجعلي أعتقد انك تخبئها |
| Korkarım su perisinin sakladığı sırlar da onunla birlikte öldü." | Open Subtitles | أخشى أنه أياً كانت الأسرار" ...(التي كانت تخبئها (حورية البحر "فلقد ماتت معها |
| Bonnie'in onu sakladığı yerde. | Open Subtitles | هناك تخبئها (بوني). |
| Benden başka hangi sırları saklıyorsun? | Open Subtitles | أية أسرار أخرى تخبئها عني؟ |
| - Onu nerede saklıyorsun? | Open Subtitles | اين تخبئها ؟ ؟ |
| sakladığını biliyorum. Yerini bana söylemelisin. | Open Subtitles | أعلم أنّك تخبئها عليك إخباري عن مكانها |
| Onu sakladığını gördüm. | Open Subtitles | رأيتك وأنت تخبئها |
| Yapma, zulanın yerini biliyordum. | Open Subtitles | أعرف أنك تخبئها |