| Ama işin garip yanı şu ki... sen kendinden bile saklanıyorsun. | Open Subtitles | لكن الغريب في مسألة الاختباء هو أنك تختبئين حتى من نفسك |
| Onun arkasına saklanıyorsun ama o, düşündüğün gibi biri değil. | Open Subtitles | أنتِ تختبئين وراءه لكنهُ ليس ما تعتقدينهُ |
| Orada saklanıyorsun tıpkı sevmediğin adamlarla yaşadığın ilişkilerde Saklandığın gibi. | Open Subtitles | أعلم أنّكِ تختبئين هناك، بنفس الطريقة التي تختبئين فيها بهذه العلاقات مع رجال لا تحبّينهم |
| Kim olduğunu ve neden saklandığını bilmiyorum ama uyarın beni kurtardı. | Open Subtitles | أنا لا أعرف مَنْ أنتِ أو لماذا تختبئين ولكن تحذيرك أنقذني |
| Seni son gördüğümde, çalılıkların arkasına saklanıyordun. | Open Subtitles | آخر مرة رأيتك فيها، كنتِ تختبئين بين الأشجار |
| Benim anladığım, eski erkek arkadaşın Wes Perkins'ten Saklanıyor olduğun. | Open Subtitles | مما فهمته هو أنكِ تختبئين من عشيقك السابق ويس بيركنس |
| Yani çok masum ise, neden dışarı saklıyorsun? | Open Subtitles | إذاً ، لو كنت أنت بريئة فلماذا أنت تختبئين هنا ؟ |
| Çünkü üzgün olduğunda karşı çıkmanın arkasına saklanıyorsun. | Open Subtitles | لأنك تختبئين وراء جموحك عندما تكونين كذلك. |
| Neden o zaman DVD'den bir duvarın arkasında saklanıyorsun? | Open Subtitles | إنه شيء جميل إذا لم تختبئين خلف جدار من الأشرطه ؟ |
| Onların arkasında saklanıyorsun çünkü ne yaparsan yap yaptığın şeyden dolayı seni asla affetmeyeceğimizden korktun. | Open Subtitles | اللتي تختبئين ورائها لأنك مرعوبة من ذلك بغض النظر عما فعلته أنا لن أغفر لك مافعلته أبداً |
| Sanmamı istediğin kadar güçlü olmadığın için bir vampirin bedeninde saklanıyorsun. | Open Subtitles | تختبئين داخل جسد مصاصة دماء لأنك لستِ قوية كما توهمينني. |
| Nerede saklanıyorsun, küçük kız? | Open Subtitles | أين تختبئين أيتها الفتاة الصغيرة |
| O buz parçasında saklanıyorsun, böylece- Çok yansıtıcısın. | Open Subtitles | .. تختبئين في ذلك المكان السحيق فلا يستطيع الناس - توقف عن الاتهام - |
| Üst tarafta saklandığını görmedim mi sanıyorsun? | Open Subtitles | لا تظني بإني لم أراكي وانتي تختبئين في الطآبق الأول من المدرجات ـ إذاً ؟ |
| Kendimi dışarı attım ve senin, kızım çığlık çığlığa can verirken saklandığını gördüm. | Open Subtitles | تمكنتُ من الخروج، وكنت تختبئين بينما ابنتي تموت صرخاً |
| Benimle sadece saklanıyordun. Yaşamıyordun. | Open Subtitles | لقد كنتِ فقط تختبئين معي لم تكوني تعيشين |
| Neden Dushshaashan Draupadi'nin arkasına Saklanıyor? | Open Subtitles | كم من الناس سوف تختبئين ورائهم يا عزيزتي ؟ |
| İkimizin de sevdiği bir adam kaybolmuşken ya da kötüsü olmuşken bir şeyler saklıyorsun. | Open Subtitles | أنت تختبئين , بينما رجل تحبه كلتانا مفقود أو أسوء |
| Sen neden gizleniyorsun? | Open Subtitles | إذن ، مم تختبئين ؟ |
| Ortadan kaybolmak, suçlu gibi saklanmak çok kalleşçe. | Open Subtitles | ولكن أن تختفين، تختبئين كمجرمة، فهذا فعل مشين |
| - Boşandığından beri kendini kütüphaneye kapadın ve gözlüklerinin arkasına saklandın. | Open Subtitles | منذ طلاقك و أنت تغلقين على نفسك فى تلك المكتبه و تختبئين خلف تلك النظارات أنظرى إلى نفسك |
| Saklandığın yer su geçirmez değildir. | Open Subtitles | فالمكان الذي تختبئين فيه ليس محكمًا ولا محصنًا بالقدر الكافي |
| Kötü giden hayatından saklanma yerin olmamalı burası. | Open Subtitles | ليس مكاناً تختبئين فيه حينما تتأزّم حياتك العاطفية |
| Tabii ki o rezil bodrum katında saklanırsın. | Open Subtitles | تختبئين بالطابق السفلي لأنكي تعلمين أنني أكرهه |
| Kimden saklandığını söyle. | Open Subtitles | اخبريني من هو الذي تختبئين منه ؟ |
| Hep sumonun ve boksun arkasına gizlendin. | Open Subtitles | أنت تختبئين دوما وراء صديقيك مصارع السومو و الملاكم |