| Biri bu çantayı buldu. Bu senin, değil mi? | Open Subtitles | أحدهم أعاد حقيبة المدرسه هذه إنها تخصكِ, صح؟ |
| Ve bunlar bir zamanlar senin olduğuna göre, geri istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | ومنذ أن كانت تلك الأشياء تخصكِ إعتقدت أنك ربما تريدي إستعادتها |
| Bak uyuşturucunun senin olduğunu onlara söylemen lazım. | Open Subtitles | أنظري، أريدك أن تخبريهم أن المخدرات تخصكِ أنتِ |
| Kıyafetlerimi düzenliyordum ve senin bir kaç eski kıyafetini buldum. | Open Subtitles | حسنٌ ، كنت ابحث في خزنتي ولقد وجدت بعض الحاجيات التي تخصكِ |
| Çünkü o kahkahalar senin. Onların değil, senin. | Open Subtitles | لأن تلك الضحكات لكِ وليست ضحكاتهم، تخصكِ |
| Yanlışlıkla bu tatsız light birayı kapımın önüne bırakmışlar, ben de senin olmalı diye düşündüm. | Open Subtitles | اذاً فقد قاموا بتسليم هذه البيرة الخفيفة عديمة النكهة عن طريق الخطأ إلى منزلي فقلت أنه لابد من انها تخصكِ أنتِ |
| senin olmayan şeylere dokunma! | Open Subtitles | لا تلمسي الأشياء التي لا تخصكِ. |
| senin adına karar vermeye hakkım yok. | Open Subtitles | لا أملك أي حق ، لأتخذ قرارتُ تخصكِ. |
| Onu asla senin tablon olarak görmedim. | Open Subtitles | لم أفكر يوماً أن هذه الرسمة تخصكِ, |
| Belki senin resimlerini de çekmiştir. | Open Subtitles | ربما توجد صورٌ تخصكِ أيضاً |
| Onu sana bırakıyorum. Artık senin. | Open Subtitles | وأنا أعطيها لكِ ، انها تخصكِ. |
| Ama çoğunlukla senin. | Open Subtitles | لكن معظمها تخصكِ |
| Ama bu vurulma olayı "senin" problemin gibi duruyor. | Open Subtitles | ...لكن أمر التعرض للإصابة هذا "هذهِ تبدو كمشكلةٍ "تخصكِ |
| Benim George'la olan münakaşam, senin münakaşan değil. | Open Subtitles | خصومتي مع جورج لا تخصكِ. |
| Bence bu senin. | Open Subtitles | أعتقد أن هذه تخصكِ |
| Ateş ne senin, ne de kırmızı kanlı kralınındır. | Open Subtitles | هي لا تخصكِ ولا تخص ملككِ |
| Güreşmek senin herşeyin. Ya-Ya-Ya-Ya... | Open Subtitles | المصارعة تخصكِ |