| Tamam, diyelim ki sen çikolatayı savunuyorsun ve ben de vanilyayı. | Open Subtitles | حسناً، لنقول أن أنت تدافع عن الشوكولاته وأنا أدافع عن الفانيلا. |
| Bir yumurta gibi giyinmişken kendini savunmak ne kadar zor biliyor musun? | Open Subtitles | اتعلم كم من الصعب ان تدافع عن نفسك وانت مرتدي زي بيضة؟ |
| Öyleyse niye kendini savunmadın? | Open Subtitles | إذا, لماذا لم تدافع عن نفسك حتى؟ |
| Üreticiler buradaki sistemi tamamen bozdu ama Avrupa hala çalışan kişilerin haklarını savunuyor. | Open Subtitles | ,أصحاب المزارع أفسدوا النظام هنا ولكن أوروبا ما زالت تدافع عن حقوق العمال |
| Makinelere gerçekten de düşünmeyi öğretiyoruz, davranışlarımızı anlamayı, kendilerini savunmayı ve hatta aldatmayı. | TED | نحن فعلياً نعلم الآلات كيف تفكر، كيف تفهم سلوكنا، كيف تدافع عن نفسها وحتى أن تمارس الخداع. |
| İçeride ve dışarıda, İngiltere müttefiklerini ve çıkarlarını savunacak. | Open Subtitles | بريطانيا العظمى سوف تدافع عن حلفائها، وعن مصالحها في الداخل والخارج |
| Kurban kendini savunuyordu, demek oluyor. | Open Subtitles | والتي تشير الى ان الضحية .كانت تدافع عن نفسها |
| Tüm bunlardan sonra bile, Atrianları mı savunacaksın? | Open Subtitles | بعد كل هذا هل ستضل تدافع عن الأتريين ؟ |
| Demek kendini savunuyorsun, ödlek herif. | Open Subtitles | أنك تدافع عن نفسك أيها الجبان أليس كذلك؟ |
| - Kendini iyi savunuyorsun. - Sıradan birine göre, değil mi? | Open Subtitles | أنت تدافع عن نفسك جيداً - بالنسبة لرجل من العامة ؟ |
| "Bu toplumun yüz karası insanları nasıl savunuyorsun?" Bu değil miydi? | Open Subtitles | كيفَ تدافع عن هؤلاء الحثالة.. ألم يكن هذا سؤالك؟ |
| Efendi geri döndüğü zaman kendini savunmak için çok güçsüz olacaksın. | Open Subtitles | وعندما يعود السيد، سوف تكون أضعف من أن تدافع عن نفسك. |
| Kilisenin kendini savunmak üzere gelmeyeceğini mi sanıyorlar? | Open Subtitles | إنه لإفتراض مسبق, ألا توافق؟ أن يعتقدوا أن الكنيسة المسيحية لن تدافع عن نفسها؟ |
| Kocasının savunamadığı hakkı kadın kendisi savunmak istiyor. | Open Subtitles | تريد أن تدافع عن حق زوجها بشكل أفضل مما فعل هو |
| Neden kendini savunmadın? | Open Subtitles | لماذا لم تدافع عن نفسك ؟ |
| Kampüsün bakiresi kampüsün erkek delisini mi savunuyor? | Open Subtitles | عذراء الحرم الجامعي تدافع عن عاهرة الحرم الجامعي؟ |
| Bugünlerde, bir kadın kendini savunmayı bilmeli. | Open Subtitles | هذه الأيام يجب على المرأة ان تعرف تدافع عن نفسها. |
| Bu akşam programa gidecek Mellie'nin senato yarışını savunacak ve o yayında olacaksın. | Open Subtitles | انت ستذهب للبرنامج الليلة وسوف تدافع عن ترشح ميلي وسوف تكون معنا في هذا |
| Kesinlikle lezbiyendi. Gay evliliğini savunuyordu. | Open Subtitles | منحرفة، بالطبع تدافع عن زواج المنحرفين |
| Sana nereyi savunmanı emredersem orayı savunacaksın. | Open Subtitles | سوف تدافع عن ما أقول لك للدفاع. |
| Son zamanlarda ne akdar geliştiğini görünce, düşündüm ki birşeyleri korumak senin için iyi olabilir. | Open Subtitles | بما أنك بدأت بالتطور مؤخراً, أرى بأنه سيكون من الجيد أن تدافع عن شيء ما |
| Savaştaysan ya da kendini müdafaa ediyorsan başkalarını öldürebilirsin, değil mi? | Open Subtitles | حسناً ، القتل لا بأس به إن كنت في حرب أو تدافع عن نفسك ، أليس كذلك؟ |
| Senin insanları korumaya çalışman lazım. | Open Subtitles | من المفروض أن تدافع عن شيء ما. لتحمي الناس. |
| Kızın annesi çalışıyormuş, Ama gerçekten kocasını savunmaya çalışmıyor. | Open Subtitles | كانت أمّ الفتاة بالعمل، ولكنها لا تدافع عن زوجها حقّاً |
| Yüzüne az önce bir yumruk geçiren birini savunmana sasirdim. | Open Subtitles | أنا مندهشة أنك تدافع عن شخص ضرب وجهك للتو |
| İnanamıyorum, kendini savunmuyorsun bile. | Open Subtitles | ملكة حفلتنا هي لاأصدق بأنك حتى لا تدافع عن نفسك |
| "Suçu işlemiş olduğunu bildiğiniz birini nasıl savunuyorsunuz?" | Open Subtitles | كيف تدافع عن شخص تعرف أنه إرتكب الجريمة بالفعل |