| Ozzie, köpükler burnumu gıdıklıyor dersen seni boğarım. | Open Subtitles | أوزي ، لو قلت أن الرغوة تدغدغ أنفك سأغرقك |
| Bu telsiz kulağının o kadar içinde ki beynini gıdıklıyor. | Open Subtitles | السماعة متعمقة في داخل أذنك أنها تدغدغ دماغك |
| - İnsanın elini gıdıklıyor değil mi? | Open Subtitles | النتوءات تدغدغ قليلا، أليس كذلك؟ قليلا فقط. |
| Havadaki akustik titreşimler, havadaki minik enerji dalgaları kulak zarımızı gıdıklar. | TED | إنها اهتزازات صوتية في الهواء , موجات صغيرة من الطاقة في الهواء تدغدغ طبلة أذننا. |
| - Ayağımı gıdıklıyorsun. | Open Subtitles | أنت تدغدغ قدمي |
| Gıdıklanıyorum. | Open Subtitles | أعني أنها تدغدغ |
| Bere için sağ ol, Leo. gıdıklıyor gibi. | Open Subtitles | شكرا للقبعة ليون انها تدغدغ نوعا ما |
| - Disodyum fosfat sentetik algılayıcılarımı gıdıklıyor. | Open Subtitles | - فوسفات الصوديوم تدغدغ بلدي مستقبلات الاصطناعية. |
| Çıkıntılar popomu gıdıklıyor. | Open Subtitles | هذه المطبات تدغدغ مؤخرتي |
| Çete üyeleri birbirini gıdıklıyor... | Open Subtitles | عصابات تدغدغ بعضها البعض |
| gıdıklıyor mu? | Open Subtitles | - إنها تدغدغ - إنها تدغدغ؟ |
| Beynini gıdıklıyor, | Open Subtitles | # سوف تدغدغ عقلك # |
| Baloncukları burnumu gıdıklıyor. | Open Subtitles | -الفقاعات تدغدغ انفي |
| - gıdıklıyor. | Open Subtitles | انها تدغدغ |
| Baloncuklar beni gıdıklıyor... | Open Subtitles | الفقاعات تدغدغ |
| Hava titreşimleri kulaklarımızı gıdıklar, kohleada elektriksel darbelere dönüşür ve üst temporal girus tarafından işlenir. | Open Subtitles | إهتزازات الهواء تدغدغ طبلات آذاننا وتحولها إلى نبضات كهربائية داخل القوقعة وتُعالجها بواسطة الفص الصدغي العلوي |
| Önce burnunuzu gıdıklar, sonra dudaklarınızı. | Open Subtitles | اولا تدغدغ أنفك , ثم شفتيك ! |
| Ayağımı gıdıklıyorsun. | Open Subtitles | أنت تدغدغ قدمي |
| Gıdıklanıyorum. | Open Subtitles | أه , إنها تدغدغ |
| - Tamamdır. Gıdıklanıyorum. | Open Subtitles | حسنا انها تدغدغ |