| Parke zemin, geri dönüşümlü camlar yüksek çözünürlüklü televizyon çatıda güneş panelleri. | Open Subtitles | الطوابق من الخشب الصلب ونوافذ من زجاج معاد تدويره التلفزيون عالي الوضوح، الألواح الشمسية على السطح. |
| Biz tüketim sonrası geri dönüşümlü olanı kullanıyoruz. | Open Subtitles | نحن نستخدم ورق حمام مُعاد تدويره |
| Dünya Günü montun olduğunu çünkü geri dönüşümlü kenevirden yapıldığını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت بأنه سترة " يوم الأرض " الخاصة بك لأنه تم صناعته من القنب المعاد تدويره القنب : |
| Geri dönüşüm kağıdının kasırgası görmeye değer. | Open Subtitles | عاصفة الورق المعاد تدويره كان مشهدا يستحق المشاهدة |
| Rick geri dönüşüm için eski laptobunu getirebileceğini söyledi. | Open Subtitles | وريك قال يمكنك جلب محمولك القديم لإعادة تدويره |
| Dosyada hiçbir dinî yönerge yok bu yüzden geri dönüşümünü sağlasam sorun olur mu? | Open Subtitles | أتعلم ، ليس هُناك توجه ديني في ملفه لذا فهل ستكون الأمور على ما يُرام لو قُمت بإعادة تدويره ؟ |
| Bir de sert, geri dönüştürülmüş tuvalet kağıtlarımız vardı. | TED | وكان لدينا ورق المراحيض الخشن والمعاد تدويره. |
| Şirketler ona göre çöpleri geri dönüşüme yolluyor. | Open Subtitles | من قِبل الشركة التي تجمعه و تقوم بإعادة تدويره |
| İyiyim. %70 geri dönüşümlü kağıtlardan aldım. | Open Subtitles | انا بخير, حصلت على70% من الورق المعاد تدويره |
| Geri dönüşümlü plastikten yapılmış bir çantanın içinde kafatasını getirmesi hariç; bu yoğunlaşmaya neden olur ve kanıtları ciddi tehlikeye sokabilir. | Open Subtitles | إلا انه احضر لي الجمجمه في حقيبه مصنوعه من البلاستيك المعاد تدويره, الذي يتنج التكاثف التي كان بالامكان ان تؤثر بشكل خطير على الادله |
| Geri dönüşümlü bir kalp için oldukça iyiydi. | Open Subtitles | ليس سيئاً بالنسبة لقلب تم أعادة تدويره |
| Geri dönüşüm çantalarında topluyorduk! | Open Subtitles | ! كنا نأخذه معنا ! في أكياس لإعادة تدويره |
| Paketi geri dönüşüm kağıdından. | Open Subtitles | ورق الهدايا هذا معاد تدويره. |
| Ama arabalarımız, makinelerimiz ve egzozumuz tarafından zaten milyonlarca litrelik fosil yakıtın yandığını hesaba katarsak o kirliliği ele geçirebilseydin ve geri dönüşümünü sağlamak ve o mürekkepleri yapmak için kullanabilseydiniz ne olurdu? | TED | لكن بالنظر إلى وجود ملايين الليترات من الوقود الأحفوري الجاهزة للحرق في الهواء الطلق عن طريق حافلاتنا وآلياتنا وعوادمنا، ماذا لو استطعتم التقاط ذلك التلوث واستخدامه بإعادة تدويره وصنع الحبر؟ |
| Geri dönüşümünü yapamayacağımız tek şey ne, Pete? | Open Subtitles | ما هو الشيء الوحيد الذي لا يمكننا إعادة تدويره يا (بيت)؟ |
| CA: Temel sorun bu. Geri dönüştürülmüş plastiğin fiyatı, daha çok benzinle yeni yapılmış plastiğin fiyatından genellikle daha yüksek. | TED | ك.أ: إذن هذه هي المشكلة الأساسية، سعر البلاستيك المُعاد تدويره عادةً أعلى من سعر البلاستيك المصنوع ابتداءً من النفط. |
| Yani tek yaptığınız şu: Bu değerde fosil yakıttan elde edilmiş plastik var ve şu değerde de geri dönüştürülmüş plastik var. | TED | إذن كل ما عليك فعله هو أن تجمع البلاستيك الأحفوري عند هذه القيمة وتعيد تدويره عند هذه القيمة. |
| İki tane aldım. Selam. Üstelik kağıt değiller, yani geri dönüşüme gerek yok. | Open Subtitles | لقد أحضرت إثنين وليست مصنوعة من الورق لذا لا نحتاج لإعادة تدويره جوي, هل أتيت في الوقت الخاطئ هذه المرة |