| Bilge kisiligi ile gitmeyin dedigim halde sizi oraya gönderdi. | Open Subtitles | في علمه الهائل جعلكم تذهبون هناك وقد قلت لا تذهبوا |
| Oraya gitmeyin. Yerliler çok saldırgandır. | Open Subtitles | لا تذهبوا إلى هناك ، المواطنون الذين يَعِيشُون هناك أشرار جداً |
| gidip karbon aramayın, gidip evrimleşbilen madde arayın. | TED | لا تذهبوا باحثين عن الكربون، بل ابحثوا عن المادة القابلة للتطور. |
| Neden yıldönümünüz için Metropolis'e gitmiyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا لم تذهبوا لمترويوليس للإحتفال بعيد زواجكم؟ |
| O zaman oraya gidin ve o kadının şekerini elinden alın. | Open Subtitles | اذا اقترح ان تذهبوا كلاكما و تأخذوا حلوى هذه المرآة حالا |
| Nicole, annen ve sen bensiz gitmek zorundasınız, anlıyor musun? | Open Subtitles | نيكول, أنت وأمك يجب أن تذهبوا بدوني, حسنا؟ |
| Gitmeden, size, bir süre önce tehlikeli bir durumu öğrendiğimi söylemek beni çok üzüyor. | Open Subtitles | قبل أن تذهبوا أخبركم وبكل أسف أن هناك تطور خطير |
| Bir süre uyuyacak. Eve gitseniz iyi olur. | Open Subtitles | . هو سيصبح نائم لفترة . يجب أن تذهبوا إلى المنزل |
| Hepinizden, sizi mutlu eden bir yere gitmenizi isteyerek başlamak istiyorum. | TED | أود الابتداء عبر سؤالكم جميعا أن تذهبوا إلى مكانكم السعيد، أرجوكم. |
| Sakın Doğuya gitmeyin. Orada sizden nefret ediyorlar. | Open Subtitles | لا تذهبوا الى الشرق بالتأكيد إنهم يكرهونكم هناك |
| Bir kere doğuya gitmeyin, bu kesin! Orada sizlerden nefret ediyorlar. | Open Subtitles | لا تذهبوا الى الشرق بالتأكيد إنهم يكرهونكم هناك |
| Sakın gitmeyin! | Open Subtitles | ..لا تذهبوا ، فلدى سيارات فارهه وشيمبانزى |
| gidip akademik makaleyi okuyorsunuz, ve bunun bir gözlemsel çalışma olduğunu görüyorsunuz. Elbette kimse 1930 yılına | TED | فما تفعله هو أنكم تذهبوا وتبحثوا عن ما تجدونه هو دراسة رصدية بكل تأكيد لم يكن أى شخص قادراً |
| sonra da tabi ki gidip bu adamı görebilirsiniz. | TED | لذا يمكنكم دوما أن تذهبوا لرؤية هذا الرجل. |
| Neden ev dediğiniz ayakkabıya gitmiyorsunuz? | Open Subtitles | نعم، لماذا لا تذهبوا إلى بيتكم على الربوه؟ |
| Oh, evet, işte. Hepiniz gidin. Taksi geldi bile. | Open Subtitles | كلا أريدكم ان تذهبوا جميعا لقد وصلت سيارة الاجرة |
| Bugünkü görev Beyin Sümüklüsü gezegenine gitmek. | Open Subtitles | ..إلى أعمال اليوم .. مهمة اليوم هي أن تذهبوا جميعاً إلى كوكب دود الدماغ |
| Tamam ama Gitmeden önce, bir şey söylemek istiyorum. | Open Subtitles | حسناً , ولكن قبل ما تذهبوا ياشباب أريد أن أوضح أمر واحد |
| Siz bensiz gitseniz iyi olacak. Ben çok yoruldum. | Open Subtitles | من الأفضل أن تذهبوا بدوني فانا متعبة للغاية |
| Bana teşekkür etmenizi istemiyorum. Sadece eve, ailenizin yanına gitmenizi istiyorum. | Open Subtitles | لا أريدكم أن تشكروني، أريدكم أن تذهبوا لمنازلكم وتستمتعوا مع عائلتكم |
| - Noel'i kurtardım. Bir yere gitme. | Open Subtitles | لقد أنقذت الكريسماس تواً لا تذهبوا بعيداً |
| Oturma odasına gitmeniz için bir sebep olmazdı, değil mi? | Open Subtitles | و أنه لا يوجد سبب حتى تذهبوا إلى غرفة المعيشة |
| Sen ve Sokka Aang ile beraber güvenli bir yere gitmelisiniz. | Open Subtitles | أنت و ساكا يجب أن تذهبوا مع آنج إلى مكان آمن |
| O kürekle nereye gidiyorsunuz? | Open Subtitles | الى اين تذهبوا بتلك الادوات لنبحر فى زورق .. |
| O taraftan gidemezsiniz. Bana güvenin. | Open Subtitles | لا يجب أن تذهبوا ىفي هذا الإتجاه، ثقوا بي |
| Sizinle aramızdaki fark, siz istediğiniz yere gidebilirsiniz. | Open Subtitles | بيني وبينكم يمكنكم أن تذهبوا أينما تريدون |
| Neden hepiniz profesörün kutusunu yok etmeye gitmediniz? | Open Subtitles | لماذا لم تذهبوا و تدمروا صندوق البروفيسور ؟ |