| Kıyıya ulaşacak... sonra Alphonse Tram'ı kovalayacak! | Open Subtitles | سيصل إلى الشاطئ ثم سيلاحق الفونس ترام |
| Gerçek Alphonse Tram'ı arıyorum. | Open Subtitles | أبحث عن شخص يدعى الفونس ترام |
| Üzgünüm, Tram, Bir anlaşmam var. | Open Subtitles | آسف يا ترام أنا مرتبط بعقد |
| Bu haritaya her bir ulaşım şeklini ekledim, hızlı ulaşım, otobüs, DART, tramvay ve benzerleri. | TED | في هذه الخريطة، ضمنت كل أشكال مواصلات مواصلات سريعة، حافلات، دارت، ترام و ما شابهها |
| Şehir merkezine gitmelisin. Ama son tramvay az önce kalktı. | Open Subtitles | يمكنك الذهاب إلى وسط المدينة لكن آخر ترام غادر منذ قليل |
| Kırmızı bir tramvay yola çıkıyor ve sizi 11:00'e kadar şehre götürecek. | Open Subtitles | سينطلق الآن ترام أحمر والذي سوف يوصلك إلى المدينة عند الساعة الـ 11. |
| Video kaydedici 98% dolu, ama ben hiç "Treme*" seyredecek havamda olmuyorum. | Open Subtitles | جهاز التسجيل في 98%، لكنّني ''لم أكُن أبدًا في المزاج لأشاهد ''ترام |
| Aslında, Wellington'da hiç kalmadım Tram. | Open Subtitles | في الحقيقة انا لم اقيم (في فندق (ويلنجتون) ، (ترام |
| Ama Tram'e sorarsan, mahvolduk. | Open Subtitles | مع ذلك انها نهاية العالم (ان سألت (ترام |
| Hayır, bu çok güzel Tram. | Open Subtitles | لا ، لا ، لا (انه عمل جيد (ترام |
| - Roy amca öldü Tram. | Open Subtitles | (العم (روي) توفي (ترام |
| Tram kabul etmemişti. | Open Subtitles | ترام) الغى تلك الصفقة) |
| - Aslında pek değil Tram. | Open Subtitles | تعرف (ترام) ليس جيداً لا |
| Elbette Tram. | Open Subtitles | (نعم (ترام |
| Tama-den, Shibuya'dan Futako-Tamagawa'ya kadar giden bir tramvay. | Open Subtitles | . تامادين هو ترام أرضي يذهب من شيبويا إلى فوتاكو تاماجاوا |
| Şehir merkezinde tramvay inşa ediyoruz yürüyebilirlik formülüne fayda edebilmek için şehrin içilerinde yaşamayı seçen insanlar için oralarda yoğunluk yaratabilmek için. | TED | إننا نقوم بإنشاء ترام لوسط المدينة للمساعدة على المشي للأشخاص الذين يختارون العيش في داخل المدينة ولمساعدتنا على تركيز الكثافة هناك. |
| Baba, eski bir tramvay gibisin. Raylarına sıkışmış aynı yerde dönüp duruyorsun! | Open Subtitles | أبي أنت كـالـ"ترام" القديم يدور ويدور طويلاً على نفس المسار |
| 22:00, Hackescher Market tramvay durağı. | Open Subtitles | العاشرة مساءً، محطة توقّف ترام سوق "هاكشير" |
| Ayrıca 5000 kilise çanı, 300 tramvay, 3 milyon kitap ve binlerce Tevrat ele geçirdik. | Open Subtitles | و قد وجدنا أيضا خمسة آلاف جرس كنيسة وثلاثمائةعربة"ترام " ثلاث ملايين كتاب و آلاف النسخ من التوراة |
| Selam, özür dilerim geciktim, ama "Treme" kendini kaptırırsan iyi gidiyor. | Open Subtitles | ''معذرة على التأخّر، لكن''ترام يتحسّن إذا واصلت متابعتهِ |