| Bu neredeyse onların en son 10 soruda öğrenişlerini görmek gibi. | TED | مثلما أنك تراهم يتعلمون من تلك المسائل ال 10 الأخيرة |
| Kölelerin başlarını topraktan kaldırdıklarını görmek... diz çöktükleri yerden ayağa kalktıklarını görmek... dudaklarında bir şarkıyla... dimdik ayakta... haykırarak... dağlarda koştuklarını duymak... ovalarda şarkılar söylediklerini duymak. | Open Subtitles | أن ترى العبيد يرفعون رؤوسهم من التراب أن تراهم يُعلون رقابهم يقفون بشموخ |
| Ve, um, onları hala görüyor musun... bunca yıldan sonra? | Open Subtitles | و هل تراهم الى الآن بعدما تقدموا بالعمر ؟ |
| Burada gördüğün tüm insanlar bunlar Tanrıyı seven değil, Tanrıdan korkan insanlar. | Open Subtitles | كل الناس الذين تراهم هنا لا يحبون الرب بل يخافون منه |
| Onları görürsün, ama çoğu zaman yanlarından geçersin. | Open Subtitles | أنت تراهم, لكن معظم الوقت تسير بجانبهم فقط |
| Daha önce bunları birlikte yaşarken görmedin mi? | Open Subtitles | لم يسبق لك ان تراهم يعيشون مع بعض من قبل ؟ |
| Şanslı olmayanlar ise berbat durumdalar. Akıl hastanesinde onları görebilirsin. | Open Subtitles | الأقل حظاً أصيبوا بعقولهم يمكن أن تراهم الآن في جناح الأمراض العقلية |
| Onları yeniden birlikte görmek ilginç olacak. | Open Subtitles | سيكون مثيراً للاهتمام أن تراهم معا مرة أخرى |
| Onların güldüklerini görmek. Yüz yüze onların dostluklarının tadını çıkarmak. | Open Subtitles | و أن تراهم يضحكون مجرد الاستمتاع بصحبتهم وجهاً لوجه |
| Onları canlı olarak görmek istiyorsan söylediklerimi aynen yapacaksın. | Open Subtitles | إن أردت أن تراهم أحياءً مجدداً فستفعل ما أمليه عليك |
| görüyor olmalısın. | Open Subtitles | نحن نقوم برفع صور مشتبهين يجب أن تراهم |
| Onlar seni görüyor sen de onları..herkes af dilesin ...falan filan. | Open Subtitles | يروك , تراهم , الكل يبكي , متوسل للرحمة ... وهلم جرا ، هلم جرا. |
| Her gün gördüğün bu üç umutsuz bar kuşuyla yapacağın bir yolculuk olacak. | Open Subtitles | مع الثلاث أشخاص البائسين الذين تراهم كل يوم. |
| Ben aileni getirtirim, görürsün onları. | Open Subtitles | وسأعتني أنا بوالديكِ وأتي بهم هُنا كي تراهم. |
| Bu yüzden henüz çocuklarını görmedin, değil mi? | Open Subtitles | ذلك ليس السبب في أنك لم تراهم حتي الآن؟ |
| Ona nasıl sevgiyle yaklaştıklarını görmen lazım. | Open Subtitles | كان يجب أن تراهم متجمعين حولها مستبشرين بكلامها |
| Eğer bunu yaparsan baba ve ileride çocuklarım olursa onları asla göremezsin. | Open Subtitles | أذا فعلت هذا، أبي و كان لدي أي أطفال فلن تراهم أبدا |
| Ben de bir zamanlar, o aşağıda gördüğünüz zavallılardan biriydim. | Open Subtitles | كنت قبلاً واحد من هؤلاء التعساء التافهون الذين تراهم |
| - Belki de ama onları böyle toplu halde görünce ne çok faciayla yaşadığımızı anlıyorsun. | Open Subtitles | لكن عندما تراهم وقد جُمعوا بتلك الطريقة . تدرك مقدار الكوارث التى نعيش معها |
| Er ya da geç, onların inzivalara çekildiğini sen de göreceksin. | Open Subtitles | عاجلاً أم آجلاً ، قد تراهم في الصوامع مرة أخرى |
| Mutfakta kaç tane kadı görüyorsun? Tamam, ben | Open Subtitles | كم عدد النساء الذين تراهم في هذا المطبخ؟ |
| Ama daha görmediniz ki. | Open Subtitles | ولكنك لم تراهم بعد |
| Onları bir daha asla göremeyeceksin ve bu senin suçun. | Open Subtitles | لم ولن تراهم مجدداً وكل هذا بسبب غلطتك |
| Eğer insanları iyi tanımak istiyorsan, onları sabahın 5'inde görmelisin. | Open Subtitles | ان أردت ان تعرف الناس جيدا عليك ان تراهم عند الساعة 5 صباحا |