| Neden dersen, onun asla pes etmeme ninja felsefesinde hiçbir tereddüt yok. | Open Subtitles | لماذا؟ لأنه لايوجد هناك تردد في طريقِته كنينجا، إنه لا يستسلم أبداً |
| Bir sırtlan, savunmasız aslan yavrusunu öldürüp yemekte tereddüt etmez. | Open Subtitles | والضباع كانت لا تردد في القتل واكل اشبال الاسود الضعيفة |
| - CP...? Bak bu deneysel bir frekans, bu kanalı nasıl buldun? | Open Subtitles | إنظري ، هذا تردد تجريبي مشفر كيف عثرت على هذه القناة ؟ |
| Eğer ışık bir dalgaysa, o zaman bir frekansı olmalı. | TED | إذا كان الضوء موجة، فإنه يجب أن يكون لديها تردد. |
| Aynı bilgi, dalganın frekansını hesaplayarak farklı bir şekilde de ifade edilebilir. | TED | ويمكن التعبير عن نفس المعلومات بطريقة مختلفة عن طريق حساب تردد الموجة. |
| Mesajların anlaşılabilmesi için belli bir frekansta ve hızda çalınması gerekiyor. | Open Subtitles | لا بد أنها تعمل علي تردد وسرعة معينة كي تصبح واضحة |
| Bir milyarı aşkın insan hiç tereddütsüz doğum kontrolü kullanıyor. | TED | اكثر من مليار شخص يستخدمون موانع الحمل بدون ادني تردد. |
| Kocam birlikte olduğumuzu öğrenirse tereddüt ve merhamet göstermeden ikimizi de öldürür. | Open Subtitles | إذا إكتشف زوجي أننا كنا معًا سيقتل كلانا دون تردد أو رحمة. |
| Max, tanımadığın bir düşman karşısında tereddüt etmen ölümüne yol açabilir. | Open Subtitles | حسنا، ماكس، في مواجهة عدو مجهول، تردد قاتلة. عن ماذا تتحدث؟ |
| Neşelendirici bir savaştı ve ben bugün, bir an bile tereddüt etmeden bu savaşı devam ettirmeyi isterdim. | TED | وكان كفاح بهيج وسأعيد هذا الكفاح بدون لحظة تردد |
| Düz ifadeler, tereddüt yok. Harfi harfine, | Open Subtitles | عبارات صحيحة , بدون تردد وأقوالهم متطابقة |
| Düz ifadeler, tereddüt yok. Harfi harfine, | Open Subtitles | عبارات صحيحة , بدون تردد وأقوالهم متطابقة |
| - Onun bir frekans jeneratörü olduğunu söylemiştin. Bagajı açtın. | Open Subtitles | أنتِ قلت أن هذا مولّد تردد لقد فتحت صندوق السيارة |
| Şimdi canlılık eşiğine ulaştı ve frekans dağılımı dramatik bir şekilde değişti ve aslında dengeledi. Ve şimdi benim burda yaptığım | TED | الان وصلنا الى عتبة الجدوى و تردد التوزيع تغير بدراماتيكية, وأستقر والآن ما فعلته هناك |
| Üstlerindeki cihazı, özel bir GPS frekansı yayıyor. Bunlar onlar. | Open Subtitles | نظام التعقّب الذي يرتدونه يُرسل تردد جي بي إس مُعيّن |
| Bir vücudun doğal frekansı üç ila yedi Hertz arasıdır. | Open Subtitles | تردد جسم الانسان الطبيعي هو من 3 الى 7 هيرتز |
| Maddenin frekansını ayarlayarak maddeyi iki nokta arasında götürüp getiriyor. | Open Subtitles | إنه ينظم تردد المادة من مكان إلى آخر ويعيدها مجدداً. |
| Ne hikmetse bizim taraftaki kurbanlar da bu tarafa ait frekansta titreşiyorlar. | Open Subtitles | بطريقةٌ ما الضحايا في جانبنا جُعلوا أن يتذبذبوا على تردد هذا الكون |
| Kadın elindeki simidi yere düşürdü sonra da hiç tereddütsüz ağzına attı. | Open Subtitles | هذه المرأة للتو أخذت كعكتها من الأرض وأكلتها من دون أي تردد |
| Ve sonrasında laserle onları ateşleyebiliyoruz. Buradaki düşük güçte bir lazer, aslında bir kanat frekansına sahip. | TED | ثم يمكننا بالفعل أن نطلق عليهم ضوء الليزر الآن هذا هي ليزر ضعيف و يمكننا أن نلتقط تردد ضربات جناحهم. |
| Tazı'ya seni ikiye bölmesini söylersem ikinci kez düşünmeden yapar. | Open Subtitles | لو أخبرت الهاوند أن يقطعك قسمين فسوف يفعله بلا تردد |
| 540 MHZ frekansından sizlere ulaşmaktayız. | Open Subtitles | ويعمل على تردد محدد هو 540 على 749 ميجاهرتز |
| Ama ben yine öldürmek zorunda kalacağım. Hiç tereddüt etmeden, gözümü kırpmadan. | Open Subtitles | هذا ما سيحدث هناك سوف تقتل دون تردد أو هذيان |
| Görebildiğimiz en düşük frekanslı ışık kırmızı ve en yüksek frekanslısı ise mor. | TED | أدنى تردد للضوء يمكن أن نراه هو اللون الأحمر أعلى تردد هو البنفسجي. |
| 50 yıllık eski bir bilgisayar modemi ve görevde kullanmadığımız bir frekansa sahip. | Open Subtitles | انه على تردد لم نستخدمه منذ خمسينعاما وهذا التردد لا نستخدمه فى مهمتنا |
| Bu dalgaların ses-ötesi, kimsenin ne olduğunu bilmediği ses ötesi, frekansları var. | TED | تلك الموجات لديها تردد في المدى تحت الصوتي, الصوت الذي لايعرفه احد |
| Bana bir saniye, bir bakış... bir duraksama, bir göz atma... sonrası bing, bang, boom. | Open Subtitles | نظرة واحدة، دون تردد سيتطلب مني الأمر نظرة رقيقة و بعدها أنكحها |
| Eğer bu gece yardıma ihtiyacın olursa aramaktan çekinme. | Open Subtitles | إن إحتجت لأي مساعدة لا تردد في الإتصال بي |