| Doğru hatırlıyorsam o, partide onurlandırılırken sen onu yalnız bıraktın. | Open Subtitles | حسنا, كما أتذكر جيدا تركتيه لوحده في حفلة عندما كرم الذي أشعر بالسوء لفعل ذلك |
| Sanırım... onu bulduğundan daha iyi bir durumda bıraktın. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ تركتيه بشكل أفضل مما وجدتيه عليه |
| Senin açından daha bir saniye önce bıraktığın aynı kişiyim. | Open Subtitles | نفس الشخص الذي تركتيه منذ ثانية من وجهة نظرك |
| Tıpkı Paul'ün üzerinde bıraktığın sarı saç telinin seni ele verdiği gibi. | Open Subtitles | تماماً مثل الشعر الأشقر الذي تركتيه على بول عرفكِ كقاتلته. |
| İç gücünün havuzunda onun ayaklarını yıkamasına tamamen izin verdin. | Open Subtitles | نعم لقد تركتيه يغسل قدميه فى بركه طاقتك الداخليه |
| Onu hiç yalnız bıraktığınız ya da terk ettiğiniz oldu mu? | Open Subtitles | على أية حال بغير قصد؟ هل تركتيه وحيدا ؟ تركته ؟ |
| Gitmesine izin mi verdin yine, öyle mi, kaltak? | Open Subtitles | تركتيه بالخارج ثانية .صحيح أيتها السافلة؟ |
| Bulmana yardımcı olurum. Sence onu burada mı bıraktın? | Open Subtitles | حسنٌ، سأساعدك في إيجاده أتظنين أنكِ تركتيه هنا؟ |
| Ölen çocuğun yanında bir şey bıraktın. | Open Subtitles | هناك شيء تركتيه ورائكِ إلى جانب الميتة |
| - Bu yüzden mi bıraktın adamı? - Hayır. | Open Subtitles | يا إلهى ، أهذا هو السبب فى أنك تركتيه ؟ |
| Neden piyanonun üzerinde bıraktın o zaman? | Open Subtitles | إذاً لماذا تركتيه على البيانو؟ |
| - ...aynen bıraktığın gibi olacağını kim söyleyebilir? | Open Subtitles | حتى لو إكتشتفي طريقة للعودة لموطنك من يقول أنه سيكون مثل الوطن الذي تركتيه ؟ |
| Kafanı kumdan çıkar. Aşk bıraktığın yerde. | Open Subtitles | اخرجي رأسكِ من التراب الحبّ في المكان الذي تركتيه |
| Onu bıraktığın yerde olacaktır, bunu garanti ederim. | Open Subtitles | سوف يكون في المكان الذي تركتيه فيه اضمن لك ذلك |
| Dışarı çıkmasına izin verdin değil mi? | Open Subtitles | تركتيه بالخارج ثانية .صحيح أيتها السافلة؟ |
| Güvenliği atlattın ve onu ofisine getirdin... dahili telefonu kullanmasına izin verdin. | Open Subtitles | أنتِ أخترقتي الأمن و أداخلتيه مكتبك و تركتيه يستخدم تليفونك ما يمثله لكِ؟ |
| Seninle evlenmesine izin verdin. | Open Subtitles | حاولتِ أن تأخذى مكانها تركتيه يتزوجكِ |
| Bunun, odama bıraktığınız prezervatifle bir ilgili olabilir mi? | Open Subtitles | ألهذا علاقة بالواقي المطاطي الذي تركتيه بغرفتي؟ بلى في الواقع |
| Bana verilen emir, bıraktığınız ayakkabıları getirmemdi. | Open Subtitles | أوامري الوحيدة، كانت أن أجلب الحذاء الذي تركتيه وراءكِ. |
| Eğer parçalanmasını tamamlamadan onu terk edersen bunu asla başaramayacak, tamam mı? | Open Subtitles | إن تركتيه قبل أن ينهي التجريد فلن ينجح أبداً، حسناً؟ |
| Daha 10 yaşında, gitmesine izin mi verdin? ! | Open Subtitles | انهفيالعاشرةمنعمره , و أنتِ تركتيه يذهب؟ |
| Liz, bir seferinde tüm hafta sonu çocuğu bana bırakmıştın. | Open Subtitles | (ليز)، لقد تركتيه في منزلي لأسبوع كامل مره بينما كنتِ في لوندايل الشمالية |